Bu şehrin hala afet master planı yok...

Abone Ol

İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehirde bulunan iki üniversite; Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) ile bir protokol imzaladı.

***

İmzalanan protokol ile şehrin Afet Master Planı hazırlanacak…
Deprem başta olmak üzere tüm afet riskleri, bilimsel veriler ışığında ortaya çıkarılacak.

***

Bunun yanı sıra, bir yıl içinde tamamlanacak olan Afet Master Planı ile riskleri önceden belirleyen, oluşabilecek afetlerin etkilerini azaltan ve bununla birlikte sürdürülebilir bir kent modeli oluşturulacak…

***

Nereden bakarsanız bakın, mükemmel bir üniversite–belediye iş birliği…
Nereden bakarsanız bakın, mükemmel bir bilim ile kent birlikteliği…
Ve…
Nereden bakarsanız bakın, şehirdeki kamusal unsurların kent insanına sağlayacağı önemli bir ortaklaşma…

***

Şimdi gelelim İzmir’den Eskişehir’e…
Şehir, deprem bölgesinde yer alan; konumu itibarıyla deprem dışındaki afetlere de açık bir şehir.
Üstelik…
Bu şehirde, konularında uzman öğretim üyelerini barındıran üç önemli üniversite var…

***

Hal böyleyken, bu şehirde her ne kadar Afet Risk Azaltma Planı ile Afet Koordinasyon Merkezi olsa da, sahip olduğu bir Afet Master Planı yok…

***

Merkezinde üç büyük belediyesi var, sınırları içinde üç büyük üniversitesi var; bilgi, beceri ve deneyim adına üç büyük özelliği var ama bir Afet Master Planı yok!
Yani…
Un var, yağ var, şeker var ama helvayı yapacak dirayet yok!

YENİ YILDA ŞAŞIRTIRLAR MI BİZİ?

İnsanlar, sevmedikleri partinin doğruları içinde bile “yanlış” arar hâle geldi…
İnsanlar, destekledikleri partinin yanlışları içinde bile “doğru” arar bir duruma geldi.

***

Kısacası…
Siyaset resmen, taraftarı oldukları ya da sevmedikleri partilerle ilgili “yanlış içinde doğru, doğru içinde yanlış arama” sanatı hâline dönüştü.

***

Örneğin:
İktidar partisinin yaptığı doğru bir işe, muhalefet partileri ve temsilcileri “doğru” diyemiyor.
Muhalefetin söylediği doğru bir eleştiriye de aynı şekilde iktidar partisi ve temsilcileri “doğru” demekten korkuyor.

***

Hâlbuki doğru bir tanedir.
Dahası…
Doğru, mezarda da söylenmemelidir.
Muhalefet için iktidarın yaptığı her şey kötü; iktidar için muhalefetin yaptığı her eleştiri yanlıştır.
İşte bu anlayış yüzünden bir yere sağlıklı bir şekilde varılamıyor.

***

İşte bu yüzden toplumsal mutabakat bir türlü sağlanamıyor.
Ve işte bu yüzden asgari müşterekte bir türlü birleşilemiyor.
Hani diyoruz ya, bu siyasiler bizi biraz şaşırtsalar…

***

Örneğin Eskişehir’de iktidar partisinin aktörleri çıkıp, belediyelerin yaptığı ve doğru olan hizmetlere “doğru” diyerek takdir etmeseler bile, en azından hakkını verseler…
Aynı şekilde,
belediye başkanları çıkıp, hükümetin yaptığı ve doğru olan işlere “doğru” diyerek benzeri bir hak tesliminde bulunsalar nasıl olur?

***

Şaşırırız, değil mi?
O hâlde…
Şaşırtsınlar bizi yahu!
Yeni yılın ilk gününü yaşamaya başlayacağımız yarından itibaren, bu anlamda yaşayacağımız şaşırmalara gerçekten ihtiyacımız var.
Bu şehirde “doğruda” hemfikir olunacak bir toplumsal mutabakata sahiden ihtiyacımız var…

ODALAR – DERNEKLER – SANAYİCİLER – İŞ ADAMLARI…

Eskişehir Sanayi Odası, sanayicilerin üye olduğu meslek odasıdır…
Eskişehir Ticaret Odası, tüccar ve iş insanlarının üye olduğu meslek odasıdır.
Eskişehir Ticaret Borsası ise tarım ve hayvancılıkla iştigal eden iş insanlarının üye olduğu meslek odasıdır…

***

Bu odalar, kanunla kurulmuş, aynı zamanda kamu kurumu niteliğinde kuruluşlardır.

***

Aslında bu üç oda, şehirdeki sanayici ve iş insanlarının tamamını bünyesinde barındıran mesleki kuruluşlardır…

***

Bunun dışında, bu üç odanın üyelerinin bir araya gelerek kurdukları MÜSİAD, TÜMSİAD, ESMİAD, ESİAD, ESGİAD, ERİAD ve ASKON gibi dernekler vardır…
Yani…
Odalardan hariç, sanayici ve iş insanlarının üye oldukları dernekler bunlardır…

***

Demek ki sanayici ve iş insanları; odalar gibi yasal çatıların yanında, daha özgün, daha odaklı, daha esnek, daha çıkarlara yönelik ve daha cesur söylemlerde bulunabilmek için bu birlikteliklere ihtiyaç duymuş ve bu dernekleri oluşturmuşlardır…

***

Peki, bu ihtiyaçlardan doğan sanayici ve iş adamları dernekleri, bugün için kuruluş amaçları doğrultusunda hareket edip faaliyet gösterebiliyor mu?

***

Bu dernekler, aynı zamanda üyesi oldukları, kamu kurumu niteliği taşıyan odaların yapmadığı ya da yapamadığı neleri yapabiliyor?
İşte bu sanayici ve iş adamları dernekleri, bu sorulara cevap aramalı…