– Mimarlık Fakültesini kazandım. Masraflı bir okuldu. Babam, iki kardeşim daha olduğu için kara kara düşünmeye başladı. O yüzden kaydımı yaptırmadım. Bu, benim hayatımda son anda yaşadığım bir makas değişikliğiydi.
***
– Sonra Hukuk Fakültesine kaydoldum. Aynı zamanda gazetecilik yapıyordum. Orhan Oğuz’un yanına röportaj için gittim. Röportaj karşılığında yeni kurulan yüksekokula kaydımı aldırmamı istedi. Kabul ettim. Yine yaşamımda gelişen son anda bir makas değişikliği…
Bu değişiklik olmasaydı belki de bugün bir hukukçu olacaktım.
***
– Üniversite rektörlüğümün bitmesine 10 gün vardı. Aydın Doğan, Milliyet gazetesinin başına geçmemi istedi. Kabul ettim. Kısa bir tatile çıkmıştım ki akşam haberlerinde yine rektör atandığımı öğrendim. Son anda bir makas değişikliği daha…
***
– İkinci rektörlük dönemim de bitti. Ben yine Milliyet’in başına geçeceğim sayılı günleri bekliyordum. Bu defa da son anda RTÜK Başkanı olarak atandığım ilan edildi.
***
– 99 seçimlerinde rahmetli Ecevit milletvekilliği teklif etti. Kabul ettim. Son anda Büyükşehir Belediye Başkan adayı göstereceğini söyleyip rica etti. Kıramadım, kabul ettim ve yine bir makas değişikliğiyle kendimi belediye başkanlığı koltuğunda buldum.
***
– O yüzden artık gelecek süreçle ilgili herhangi bir plan yapmıyorum. Bundan sonra ne yapacağım ve yeniden aday olup olmayacağım meselesi de benim bugünden planlamadığım bir durumdan ibaret. Çünkü bugüne kadar defalarca yaşadığım son andaki makas değişikliklerinin beni bundan sonraki süreçte de ne zaman, nerede ve nasıl bir konuma getireceğini açıkçası ben de bilmiyorum. Dahası; benim bir şeyleri isteyip planlamamın hiçbir önemi olmadığını, yaşamım boyunca sürüklendiğim görevler itibarıyla bolca deneyimledim.
***
Bu sözler, 2024 seçimleri öncesinde, yani bundan 2,5 yıl önce, yeniden belediye başkanlığına aday olup olmayacağını sorduğumuz Yılmaz Büyükerşen’e ait sözlerdi.
***
Nitekim…
***
CHP Genel Merkezi’nin kendisini aday gösterme konusundaki tereddüdü karşısında bir makas değişikliği yaşamış, yeniden aday gösterilmeyeceğini idrak ettiği için yerine Ayşe Ünlüce’nin aday yapılmasında büyük rol oynamıştı…
***
Aynı Büyükerşen bugün siyaseti noktaladığını açıkladı.
Görünen o ki, Büyükerşen bugüne kadar planlamadığı ve makas değişikliklerine bıraktığı yaşamında, belki de ilk kez planlayarak bir karar almış ve siyaseti noktaladığını duyurmuş.
***
Bu kararını alıp kamuoyuna açıklarken, “Siyaset dedikodudur, iftiradır, çekememezliktir.” gibi sitem dolu sözler kullanması, bu kararı biraz da kırgınlık ve kızgınlıkla aldığını gösteriyor sanki…
UMUDUN PEŞİNDEN ISRARLA KOŞACAĞINIZ BİR YIL…
Yeni yıldan bir beklentimiz, bir umudumuz olacaksa, öncelikle geride bıraktığımız yılda yaptıklarımızı ve yaşadıklarımızı gözden geçirmekte büyük yarar var.
***
Hiçbir şey yapmadan hayatımızın değişmesini arzu ediyorsak, bize sadece sihirli bir değnek gerekiyor.
Bu da olmayacağına göre, istediğimiz değişimin ancak gayretle olabileceğinin farkına varmamız lazım.
***
Elbette ki her şey elimizde değil.
Ancak her yıl, her defasında aynı şeyleri yaparak, bu kez farklı bir yıl olacağını beklemek sonuç almaya yetmiyor.
***
O yüzden…
2026 yılının, hatalardan ders çıkaracağınız ve umudunuzun peşinden ısrarla koşacağınız bir yıl olmasını; bunu yaparken de şansın sürekli yanınızda olmasını umut ediyorum.
ENTERESAN BİR HALK OLUP ÇIKTIK…
İki ayrı sohbete şahit oldum önceki gün.
İki sohbetin de konusu, market poşetlerine yapılan zamdı!
1 Ocak tarihinden itibaren marketlerde 50 kuruşa verilen poşetlerin 1 liraya verilecek olmasıydı.
***
“Allah’ın poşeti nasıl 1 liradan satılır?” ile başlayan, “Bir poşetin fiyatı yüzde yüz artar mı?” ile devam eden ve “Bu hükümet de nereden para toplayacağını şaşırdı” diye sona eren her iki tartışmayı da hayretler içinde dinledim.
***
Şuna emin olun ki, iğneden ipliğe her türlü mal ve hizmete gelen zamların hiçbiri, market poşetine gelen zam kadar tepki çekmemiş!
***
Neredeyse her hafta zamlanan gıda maddelerinin fiyat artışı, market poşetine yapılan fiyat artışı kadar insanları kızdırmamış.
Su, elektrik, doğalgaz ve kira artışları bile market poşetlerinin zamlanması kadar insanları sinirlendirmemiş…
***
Gerçekten enteresan bir halk olduk çıktık…
Zannedersiniz ki poşet yiyor, poşet içiyor, poşetle ısınıyoruz…
Gelen her zamma gösterilmesi gereken tepkinin “T”si yok.
Poşet zammı ile küplere biniyoruz!