"Boğazınıza takılır yutamazsınız.
Söyleyemezseniz de; orası 'Eskişehir Atatürk Stadyumu'.
Üzülerek kabul edeceksiniz..." diyor Erdinç Bolcan.
Orası sadece bir stat değil.
Orası hepimizin yüzlerce anısı olan Eskişehirspor futbolunun mabedi 'Atatürk Stadı'
****
Neredeyse bir yıl oluyor.
Eskişehirli iki iktidar milletvekili basın toplantısında Yehi stadyumun adının Atarürk Stadyumu olacağını açıklamışlardı.
Topu Gençlik ve Spor Bakanlığı'na atmışlardı.
Geçtiğimiz günlerde soruldu.
Yanıt bu defa; Cumhurbaşkanı açıklayacak oldu.
Ne zaman diye sorulduğunda 'Eskişehir'e geldiğinde cevabı verildi.
6 yıl bekledik.
Bir iki ay daha bekleriz.
Ama unutmayız...
****
6 yıl önce bu stadyumda oynadığımız o maçta taraftarımıza yasak vardı.
Eskişehirspor taraftarı takımını yalnız bırakmadı.
Maçı dev ekrandan izledi.
Maça giriş yasaktı ama onlar bilet bastırıp sattılar.
Dile kolay seyircisiz maça 26 bin bilet.
****
O günlerdeki enerji müthişti.
Yılmaz Büyükerşen'e 29 Ekim arefesinde 1923 nolu hatıra biletini armağan ettiler.
Kuru kuruya değildi hiç bir şey..
Gazeteciler de katkı verdi.
Hem satın aldılar, hem eşe dosta verdiler.
Bu bilet kampanyasında en büyük yük taraftarlara düştü.
Onlar alınlarının akı ile çıktılar bu işn içinden.
Bugünlerde kısır bir çekişme içinde herkes.
****
Kulübün durumu ortada.
Mali sorular var.
Yasaklar var.
Sportif başarısızlık var.
İşler iyi gitmiyor.
5 maç sadece bir puan..
Çok kolay gol yiyoruz.
Atarken zorlanıyoruz.
Müsabakalara odaklanamıyoruz.
Maça ısınmadan topu kalemizde görüyoruz...
HER ŞEYİ PAYLAŞTIK...
Beraberlikte puanları paylaşırdık.
Bir bize, bir rakibe.
3 puanlı sistemde, yine biri bize, biri rakibimize, peki üçüncü puan kime gidiyor?
****
Elmayı bile paylaşırdık.
Çünkü bir elmanın yarısıydık.
Kardeşlerimizle, arkadaşlarımızla.
Sevdiklerimizle.
****
Ekmeğimizi paylaşırdık.
Üzüntümüzü.
Sevincimizi.
Hatta mutluluğumuzu.
****
Okulda kalemimizi paylaştık.
Kitaplarımızı ve hatta ders notlarını.
Hatta sırlarımızı.
Zorluklarla büyüdük,
Ama biz paylaşmayı bilen bir kuşaktık.
****
Kıskançlık yoktu.
Ötekileştirme.
Dışlama.
Renk, dil ve mezhep önemli değildi.
Biz hep birdik.
Düşüncelerimizi paylaştık.