Biz polisleri yazdık, galiba onlarda bize yazmış!

Abone Ol

Görevini tam yapmayan, çalışmayan…
……………
Ve tembellik yapan trafik polislerini sık sık yazıyoruz…
…………..
Anlaşılan şimdi de…
………..
Trafik polisleri bize yazmaya başlamışlar!
………….
Zira yıllardır bir tek trafik cezası almamışken…
……………
Bir haftada üç tane ceza geldi!
………
Geçtiğimiz ekim ayının 10’unda, 16’sında ve 17’sinde…
………
İkisi iş yerimizin…
………
Biri evimizin önünde…
………..
Hatalı parktan dolayı ceza yazılmış…
………
Tamam, biz hata yapmışız da…
………….
Eskişehir’in tüm ana caddelerinde yüzlerce araç park işgali yaparken…
………
Bizi mi bulmuşlar?
………………
Yoksa iş yeriyle evimizin önünü mesken mi tutmuşlar?
……………….
Bilmiyoruz, belki biz yanılıyor olabiliriz…
……………….
Yine de bize garip gelen bu cezaları…
…………….
Emniyet Müdürümüz Tolga Yılmaz araştırırsa seviniriz…
……..
Zira olay bizim düşündüğümüz gibiyse…
……………
Bu görevi kötüye kullanmaktır…
……………
Ve bir polis için ciddi suçtur…
…………..
Yine de, “Umarız biz yanılıyoruzdur” diyelim…

****************

MEYVE ÇEKİRDEĞİ

Bir zamanlar Çin'de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki,
dayanamayıp bir armut çalar.
Adamı yakalayıp imparatorun karşısına çıkarırlar…
………….
Adam, “Değerli efendim, çok açtım, dayanamadım, çaldım ve yedim.
Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer affederseniz size paha biçilemez bir armağanım olacak.” der…
…………….
İmparator dudak büker; “Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?” der.
Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatır ve;
“Bu çekirdeği ekerseniz, bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz.” der…
…………….
İmparator kahkaha atarak; çekirdeği ekmesini, altın meyveleri gördüğünde kendisini affedeceğini söyler.
Yoksul adam, “Ben ekemem çünkü ben hırsızım.
Bu tohumu, ömründe hiç hırsızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir.
O zaman bu altın meyve verir. Bu tohumu siz ekmelisiniz.” der…
……………..
İmparator biraz düşündükten sonra, “Ben bahçıvan değilim.
Tohumu yardımcıma verin.” der.
Yardımcısı da çeşitli bahaneler söyler,
“Tohumu haznedarbaşı eksin.” der…
…………
O da bir bahane bulur, başkasını söyler.
Herkesin bu görevden kaçtığını gören İmparator,
“Hadi bakalım, bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim.” der…
…………
Cebinden bir altın çıkarıp yoksul adama verir.
Sonra herkesin ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama vermesini izler…
………..
Sonra da gülerek;
“Bas git buradan be adam, bugünlük bu ders hepimize yeter.” der…
………
Ortalığın toz duman olduğu şu günlerde,
tohumu ekecek temiz kimse var mı dersiniz?..

TEMEL’İN KÖŞESİ

MUZ

Temel yolda giderken ileride bir muz kabuğu gömüş;
- Ulaa yine düşeceğuz... Demiş.