Birbirlerine dönüştüler...

Abone Ol

AKP ve CHP arasındaki farkı anlatılırken hep şu özellikler ortaya konur:

***

-AKP’de kimin il başkanı olacağı aylar öncesinden bellidir. CHP’de ise son gün aday olanın bile seçilme şansı vardır.
-AKP’de biat kültürü yerleşmiştir. CHP’de ise her üye adeta bir genel başkan havasındadır.
-AKP’de il başkanı ve milletvekili öyle ulu orta eleştirilmez. CHP’de ise il başkanı ve milletvekilinin eleştirilmediği an yok gibidir.

***

Dahası:
-AKP’de öyle kavga gürültü olmaz. Olsa bile bu dışarıya yansımaz. CHP’de ise kavgasız gün geçmez.
-AKP’de parti içi yarış yoktur. CHP’de ise siyaset, parti içi yarış üzerine inşa edilmiştir.
-AKP’de iş başına getirilen yöneticilere saygı duyulmak zorunluluğu vardır. CHP’de ise iş başına gelen yöneticilere eleştiri ve muhalefet esastır.
-AKP’de ciddi çalışma esastır, CHP’de ise çalışma pek sevilmez.

***

Hatta...
-AKP, ilçe ve beldelere sık sık ziyaret düzenler. CHP ise aynı ilçe ve beldelere tabela asmak için bile zor gider.
-AKP en küçük bir programda bile hemen organize olur. CHP ise en büyük organizasyonda yöneticilerin yarısını dahi bulamaz.
-AKP’de teşkilat ile belediye başkanları arasında göstermelik de olsa birlik görüntüsü vardır. CHP’de ise teşkilat ile belediye başkanları arasındaki husumet açık açık ortaya konur.

***

Ve özellikle...
-AKP, camilerde, kahvehanelerde ve evlerde siyaset yapmayı sever. CHP ise kahvehanelerde ve mekânlarda.
-AKP seçim kazanmak için her yolu dener. CHP ise seçim kaybetmek için ne gerekiyorsa yapar.
-AKP, toplantı üstüne toplantı yapmayı sever. CHP ise “Kavga çıkar” endişesiyle toplantı yapmaktan kaçar.
-AKP’de esas olan yukarıdakilerin kararıdır. CHP’de esas olan ise herkesin kendi kararıdır.
-AKP’de “Seçimin önü arkası olmaz. Büyüklerimiz bilir” düşüncesi vardır. CHP’de ise önseçim isteği kaçınılmazdır.

***

Bunlara ilave olarak...
-AKP’de adaylar açıklanınca herkes o aday etrafında toplanır. CHP’de adaylar açıklanınca ilk tepki partililerden gelir.
-AKP’de geçmişi kurcalama huyu yoktur. CHP’de ise geçmişle ilgili bol bol kuyruk acısı vardır.

***

İşte bu yüzden…
-AKP’nin aldığı oy, yapılan bunca ciddi çalışmaya rağmen alınmış oydur. CHP’nin aldığı oy ise hiçbir şey yapılmadan alınan oydur.
-AKP’de biat etmek için büyük uğraş vardır, CHP’de ise biat etmeme direnci.

***

Dikkat edilecek olunursa, son yapılan mahalli seçimlerden bugüne kadar geçen süreçte yukarıdaki tespitler adeta tam tersine döndü.
AK Parti içinde artık genel başkan dahil, bakanlar, vekiller ve diğer tüm seçilmiş ve atanmışlar açıkça eleştiriliyor.
CHP’de ise parti içinde yaşanan eleştiriler ve vazgeçilmez kavgalar bitirilmiş görünüyor.

***

Dahası...
AK Parti’de partiyi savunanlar eleştirir, CHP’de partiyi eleştirenler savunur hale geldi...

***

Velhasıl...
Son yapılan seçimin sonuçlarının yarattığı etkiden olsa gerek, neredeyse AK Parti CHP’nin, CHP ise AK Parti’nin yaşadıklarını yaşamaya başladı...

“ELE VERİR TALKINI KENDİ YUTAR SALKIMI” VAZİYETİ Mİ?

Eskişehir Ticaret Odası (ETO), milyonlarca lira harcanarak tamamlanan yeni hizmet binasını döşemek için ofis mobilyası alımı yapmış.

***

Eskişehir Net'in haberine göre bu alım yapılırken, Eskişehirli mobilyacılar değil, başka bir şehrin firması tercih edilmiş.
Haberdeki bilgilere bakılırsa 8-10 milyon lira tutarındaki mobilyalar, Ankaralı bir firma tarafından üstlenilmiş...

***

Eğer bu haber doğru ise (herhangi bir yalanlama ya da açıklama gelmedi), Ticaret Odası Başkanı Metin Güler'in bundan üç yıl önce “ETO Avantaj” mobil uygulaması başladığında söylediği “Aslında biz ekonomik olarak kent ekonomisi içinde bulunan parasal akışı kent içinde tutmanın da başlangıcını veriyoruz” sözleriyle resmen ters düşmüş oluyor...

***

Eğer ETO gerçekten yeni fuar alanındaki hizmet binasının mobilyalarını Ankaralı bir firmadan almayı tercih ettiyse, Başkan Metin Güler'in “Belediyeler ticaretle uğraşmamalı, Eskişehirli esnafı desteklemeli” ve “TOKİ projelerini Eskişehirli müteahhitler yapmalı” açıklamaları bildiğiniz boşa çıkmış oluyor...

***

Eskişehir'de o kadar mobilya üretim firması ve markası varken, ETO gerçekten bu mobilyaları Ankara'dan almayı tercih ettiyse, Güler'in Odunpazarı'nda kurulan ve geliri Eskişehirspor'a giden festivali “Eskişehir'in parası başka şehirlere gidiyor” şeklindeki eleştirisi acayip kaçıyor...

***

Sonuç olarak:
Her fırsatta Eskişehirlilerin Eskişehirli esnaftan alışveriş yapmasını isteyen Ticaret Odası'nın, kendi alımlarında Eskişehirli esnafı tercih etmediği; söylemle eylemin birbirini tutmadığı bir durum var ortada...
Umarız bu durumun makul ve inandırıcı bir açıklaması vardır...
Aksi halde bu durum ancak “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” vaziyeti ile izah edilebilir...

SOKAKLARA ACİLEN TEK TARAFLI PARK YASAĞI GETİRİN!

Şehir merkezinde birçok sokak var.
Hemen hepsinin genişliği 10-15 metre.

***

Sağlı sollu tek sıra araç parkları yüzünden ortada sadece bir aracın geçebileceği bir alan kalıyor.
Sözünü ettiğimiz bu sokakların çoğu tek yönlü olmadığı için karşılıklı gelen iki araç sürücüsü, tıpkı bir köprüde karşılaşan iki keçi misali başlıyorlar atışmaya ve kavgaya.
İkisi de birbirine “Geri git” işareti yapsa da, her iki yönün arkasından gelen araçlar yüzünden bu mümkün olmuyor.

***

Bu halde olan sokaklara acilen bir çözüm getirilmeli.
Bu çözüm, artık sokakların tamamı tek yönlü hâle mi getirilir yoksa her sokağın tek tarafına park yasakları mı getirilir bilemiyorum.

***

Ancak bu mesele bir an önce UKOME’nin gündemine getirilmeli.
Aksi takdirde bu sokaklar, başta ambulans ve itfaiye araçları olmak üzere hayati önem taşıyan araçların asla girip çıkamayacağı sokaklar hâlini alacak...