Beş bin yıllık göç hikayesi

Abone Ol

Dile kolay, tam beş bin yıldır göç ediyormuş onlar; ormandan çıkıp eşleşmek ve soylarının devamı için göle göçüyorlarmış. Bilenleriniz tebessüm etmiştir mutlaka, bilmeyenler için yazayım; o canlılar bildiğimiz kurbağalar. Hani bir Kurbağa Prens masalı vardı ya, işte oradaki kurbağalardan. Çocukken okuduğum ve sevdiğim en güzel masallardan birisidir “Kurbağa Prens Masalı.” Kötü bir cadının büyüsüyle kurbağaya dönüşen prensin, bir güzel prenses tarafından öpülerek eski haline gelişini anlatır o hikâye.

Severim ben kurbağaları, pek çok insanın tersine. Vraklamaları, zıp zıp atlayışları, iri kocaman gözleriyle meraklı meraklı bakışları... Sevimli canlılar işte.

Geçtiğimiz cumartesi Halk TV’de Serkan Asker’in sevilen Gezelim Görelim programında bir anda gözüme ilişti kurbağaların hikâyesi. Kütahya Domaniç’ten yapılan yayında onların beş bin yıldır devam edegelen göç macerası şöyle anlatılıyordu:

Havaların durumuna göre her yıl 15 Mart - 15 Nisan tarihleri arasında üreme dönemine giren, cins olarak sadece Domaniç’te görülen kurbağalar, erkeğini sırtına alarak ormandan çıkıp karayolunun karşısındaki gölete geçerek burada yine erkeğin yardımıyla gölete larva bırakıyorlarmış. Ama ne yazık ki bu arada kurbağaların karayolundan geçişleri esnasında artan trafik ve ilgisizlik nedeniyle her yıl sayıları giderek azalmaktaymış bu özel canlıların.

İlk yıllarda binlerce kurbağa geçişi gözlemlenirken, bu yüzden her yıl geçiş döneminde yolun iki kilometrelik bölümü yemyeşil kurbağa ölüleriyle dolup taşıyormuş. 2013 yılında yola dikilen ikaz tabelaları da zamanla yok olup gitmiş ne yazık ki. Ayrıca, kurbağaların larva bıraktığı göletin tel örgüyle çevrilmesinin, kurbağaların binlerce yıllık alışkanlıklarının da bozulmasına neden olduğu iddia edilmekteymiş.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Arkeoloji Bölümünce Kütahya merkeze 25 kilometre uzaklıktaki Seyitömer Höyüğü'nde yürütülen kazılarda, 2010 yılında bir kurbağanın sırtına binmiş iki yavru kurbağa figürlü bir kap bulunmuş. Beş bin yıl öncesine ait “ryton” diye bilinen kaptaki figürün, kurbağaların ilkbahar aylarındaki çiftleşme döneminde gruplar hâlinde araziye dağılmalarıyla ilgili olduğu fark edilmiş. Ve Kütahya Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen kurbağa figürlü kaptan hareketle, kurbağaların çiftleşmek için göç yolculuğunu beş bin yıldır sürdürdüğü ve dünyada böyle başka bir buluntu olmadığı sonucuna varılmış.

Bu canlıların varlığı yurt dışından da ilgi görmüş. Kasım 2020’de dünya çapında ünlü Kanadalı biyokimya ve moleküler biyoloji profesörü Kenneth B. Storey, heyecan verici bulduğu Domaniç kurbağaları için şöyle demiş:
“Onlar beş bin yıldır oradalar. Beş bin yıldan beri var oldukları kanıtlanmış. Gerçekten bunları araştırmayı isterdim. Belki de Türkiye’ye özgü yeni bir kurbağa türüne sahip olduğunuzu öğrenebilirsiniz. Bu kurbağalar heyecan verici ve tarih için önemli görünüyor.”

Şimdi bizim acilen yapmamız gereken, onların yaşamlarını sürdürme çabasına destek için bölgeye, çevre bilimcilerin talep ettiği gibi alt geçit yapmak ve belki de içlerinde kurbağa prenslerin de olduğu (!) o nadir canlıların beş bin yıllık yaşam mücadelesine destek olmaktır.