“Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu. Birinciliği beyaza verdiler” der Özdemir Asaf
bir şiirinde. Beyaz giysi bu! Beyaz giysiler akşama kadar kirlendiği için az giyilirler.
Az giyildiği için mi yoksa beyaz olduğu için mi anılarda önemli yer tutarlar?
Kirleniyor olsa da bir giysi var ki beyaz olmazsa olmaz! Çocukluğumuzda giydiğimiz
o beyaz sünnet elbisesi...O elbisenin içinde bir başka hissederdiniz kendinizi. Çocuk
gibi değilde bi Bahriyeli asker gibi hissederdi fotoğrafçının önündeki çocuk.
Bilmezdik bir gün o beyaz giysiler gibi kirleneceğimizi. Kimimiz gri kimimiz kara
olacağımızı tahmin edememişiz. Oysa yaşam o fotoğraftaki beyaz sünnet elbiseli
çocuğu bile sarartmıştı. Ressamlar eskiden beyaz rengi elde etmek için kırmızı, mavi,
sarı renkleri karıştırarak beyaz rengi elde ederlermiş! Bu üç rengin karışımdan beyaz
rengin elde edildiğini bu yazıyı yazarken öğrendim.
“Süt gibi beyaz bi tene sahip” derlerdi. Yani bi bayan beyaz tene sahipse, bu onun
için bi üstünlüğü ifade ediyordu. Bir de olumsuzluğu ifade eden söz vardır. “Fakirin
şaşkını beyaz giyer kış günü” insan hiç beklemediği bir yerden çok fazla para bulunca
ne yapacağını şaşırır. Parayı nasıl harcayacağını bilemez. Bu sözün edildiği
zamanlarda kışın kömür ve odun yakıldığı için her taraf is ve kurum olurdu. Bu
deyimde o günlere aitti. Oysa beyaz dediğin renk; kırmızı, mavi ve sarıdan oluştuğu
için beyaz nasıl oluyor? Anlayanınız var mı?