Aktronot

Abone Ol

Cumhurbaşkanımız “2023 de milli roketimizle Ay’a gidiyoruz” diyor. Cumhuriyetimizin 100. Yılında ilk Türk’ü uzaya çıkaracağız demektir. Tankı, helikopteri, uçağı hatta elektrikli arabayı yaptık doğalgazı bulduk şimdi de uzaya çıkıyoruz, nasıl olsa sorgulayan yok. Bu durum panayırlarda “cambaza bak” diye dolaşıp, toplanan halkın cebinden parasını tokatlamaya çalışan yankesicileri çağrıştırıyor. Oylar düştükçe müjdeler birbiri ardına sıralanmaya başladı. Damat, “Cumhurbaşkanımız aya dört şeritli yol yapacağız dese inanan çok olur” diye söylemişti önceden. Astronot ve kozmonotun Türkçe karşılıklarının da bulunmasını istedi Reis. Bahçeli ciddiye alıp ilk önerisini yaptı bile: “Cacabey”. Ama her zaman halkımız en doğrusunu ve en yakışanını buluyor, sosyal medyada yayınlıyor: “Aktronot”. Şimdi mesele uzaya gidecek ilk Türkü bulmaya geldi. Kimisi Ali Erbaş’ı, kimi Süleyman Soylu’yu kimisi de Melih Bulu’yu öneriyor. Fenerbahçeli bir dostum Erol Bulut’u önerdi mesela. Ama Cumhurbaşkanımız her zamanki nezaketi ile “hatta bir bayanı bile gönderebiliriz” dedikten sonra, bu cümledeki sorunlu kelime hangisidir diye yarışma açıldı sosyal medyada. Cevaplar arasında; a)hatta, b)bayan, c)bile ve d)hepsi var. Gerçi kendisi “kadın ile erkek eşit değildir, işin fıtratına uygun değildir” demişti ama anlayan kim?..

Ülke bazında uzay harcamalarına ayrılan paraların dökümü şöyle; ABD 23 milyar Dolar, AB 7,3 milyar Dolar, AB den bağımsız olarak Almanya 1,3 milyar Dolar, İngiltere 517 milyon Dolar, Kanada 300 milyon Dolar ve Türkiye 5,4 milyon Dolar. Kendimizi aşağılamaya tabii ki gerek yok ama ortada bir de gerçek var. Bu parayla uzaya falan değil, gelecek aya çıkamayız diyor vatandaş. Bakın başka neler diyorlar, sizler için topladım: “Biz daha kapının önüne çıkamıyoruz, uzaya nasıl çıkacağız?”, “Önce karnımızı doyuralım”, “Ayranımız yok içmeye tahtırevanla gideriz Ay’a”, “Çıksak ne olacak ki?”, “Ne içiyorsa bunlar ben de ondan istiyorum”, “Çanak antenlerinizi ayarlayın uzaya gidiyoruz”, “Ülkede 6 adet yangın söndürme uçağının sadece üçünde motor var, onlarda yağ kaçırıyor. Orman yangınlarına müdahale edilemiyor, ama biz uzaya çıkıyoruz öyle mi? Çok eğlenceli”. En güzeli de şu: “Hem aya gideceğiz diyorsunuz hem de aya gidebilecek olanları dövüyorsunuz”.  Tayfun Atay hoca geçtiğimiz günlerde yine büyük laf etmişti: “Faşistlerin büyük yalanları, daha büyük gerçekleri gizlemek içindir…”