Bayram boyunca büyük ilgi vardı.
Bayram tatili nedeni ile Eskişehir'den ayrılan Eskişehirlilerin iki katı yerli-yabancı turist geldi.
Atatürk Caddesi nde trafik tıkandı.
Odunpazarı tarihi bölgesinde ve müzelerde adeta izdiham yaşandı.
Araçla gar binasından, Odunpazarı kavşağına varışımız dur kalklar ile yarım saatten fazla sürdü.
Odunpazarı'na çıkan tüm caddelerde durum aynıydı.
****
26'dan çok farklıydı plakalar.
Neredeyse tüm illerden turist gelmişti.
Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeleri Müzesi önündeki kuyruk uzadıkça uzadı.
Belli ki; 'Şehir' görmeye gelmişlerdi.
****
'Eskişehir turizmi için daha ne yapılabilir?' diye sorduk kendimize...
Mesela Odunpazarı civarına en az bir iki bin kapasiteli otopark.
Turist taşıyan otobüsler için park yeri.
Araç trafiğine kapalı bölgelerde turistlerin ulaşım sorununu çözecek önlemler.
..Ve daha çok fazlası...
****
15-22 Nisan turizm haftası.
Öneriler tartışılmalı.
Sorunlar giderilmeli.
Eskişehir'in başarılı valisi Hüseyin Aksoy, 'Turizm Çalıştayı' müjdesi verdi.
"Eskişehir turizm sektöründen hak ettiği payı almalı."
diyerek yola çıkıldı.
"Turizm sektöründe yer alan turizm işletmecilerine, seyahat acentelerine, tur operatörlerine ve sektör temsilcilerine çalıştay için çağrı yapıldı.
Turizmde farkındalık faaliyetleri başlatılıyor.
ALT YAPIYA BAKIN...
Herkes üst yapıya bakıyor.
Alt yapıya bakan yok!
Önce; sudan bir nedenle Turgay Çelik'in görevie son verilmişti.
Yerine; Çukurhisar'ın başarılı antrenörü İbrahim Özen getirilmişti.
O da ayrıldı.
****
Daha da kötüsü.
Altyapıda atılıma geçme adına altyapı üç ay önce idari direktörlük görevine getirilen Burhanettin Beadini de veda etti kulübe.
Kulüpteki görevini bıraktı.
****
Bırakıp gitmeden önce alt yapıdaki sorunların çözülmesi için çaba harcadı.
Başkana ulaşamadı.
..Ve kendisine dönüş olmadı.
Teknik Direktör Burhanettin Beadini pes etti sonunda.
****
Eskişehirspor futbolcu tüketen bir kulüptü.
Şimdi; antrenör tüketmeye başladı.
Alt yapının acilen toparlanması gerekiyor.
Geleceğimize sahip çıkılmalı...
GÜNLER KISALIYOR
Günler gitgide kısalıyor,
yağmurlar başlamak üzre.
Kapım ardına kadar açık bekledi seni.
Niye böyle geç kaldın?
Soframda yeşil biber, tuz, ekmek.
Testimde sana sakladığım şarabı
içtim yarıya kadar bir başıma
seni bekleyerek.
Niye böyle geç kaldın?
Fakat işte ballı meyveler
dallarında olgun, diri duruyor.
Koparılmadan düşeceklerdi toprağa
biraz daha gecikseydin eğer...
NAZIM HİKMET RAN
