Anadolu'nun zengin tarihine tanıklık eden Giresun, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Giresun'un tarihine bir bakış attığımızda, şehrin binlerce yıllık bir tarihle şekillendiğini görebiliriz.

İlk olarak, antik Yunanlı coğrafyacıların ve seyyahların eserlerinde Giresun ve Doğu Karadeniz bölgeleri hakkında bilgilere ulaşmaktayız. Bu eserlerde bahsi geçen pek çok kavim ve topluluk, bölgenin zengin kültürel mozağını oluşturmaktadır.

Hititler, Anadolu'nun büyük bir bölümünü ele geçirip devletlerini kurarken, Karadeniz kıyılarına hakim olamamışlardı. Bu dönemde bu bölgelerde yaşayan Gaşkalar ve Kimmerler gibi kavimler, bölgenin antik dönem tarihini şekillendirmişlerdir. İskitlerin baskısıyla Anadolu'ya giren Kimmerler, bölgenin demografik yapısını değiştirmişlerdir.

Şebinkarahisar’daki araştırmalar, bölgede Kimmerlere ait izlere rastlanıldığını göstermektedir. Bu izler, bölgenin antik dönemde ne denli önemli bir yerleşim yeri olduğunu ortaya koymaktadır. Kimmerlerden sonra ise İskitlerin bölgede hakimiyet kurduğuna tanıklık ediyoruz.

Amazonlar, antik dönemin en ilginç kavimlerinden biridir. Savaşçı kadınlar olarak bilinen Amazonlar, İskitlerle de yakın ilişkiler içerisinde olmuşlardır. Bu kavim, Karadeniz sahillerinde oldukça etkili olmuştur.

Milatosluların bölgeye gelmesiyle beraber, Giresun büyük bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Pers İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu ve Trabzon Rum İmparatorluğu dönemlerinde Giresun'un stratejik önemi artmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Giresun önemli değişikliklere sahne olmuştur. Yıldırım Beyazıt'ın Anadolu'da Türk birliğini sağlaması, Giresun'un tarihinde dönüm noktasıdır. Giresun, Osmanlı'nın sınırları içine dahil olduktan sonra, bölge hızla gelişim göstermiştir.

Giresun’un eski adı neydi?

Antik çağlardan günümüze kadar Giresun, çeşitli medeniyetlerin egemenliği altında birçok isimle anılmıştır. Bu isimlerin bazıları coğrafi, bazıları ise tarihsel olaylara dayanırken, kimileri de mitolojik anlatılara dayanmaktadır.

Hititler, M.Ö. 15.yy’da bu bölgeye “Azzi Ülkesi” demekteydi. Bu ad, sadece Giresun'u değil, Trabzon, Erzurum ve Gümüşhane'nin bazı bölgelerini de içeriyordu. Azzi'nin kökeni ve tam anlamı hakkında tam bir fikir birliği olmasa da, bu isim bölgenin eski tarihinin bir parçasıdır.

Yunan ve Roma dönemlerinde ise bölge, genellikle "Kerasus" veya "Cerasus" adıyla biliniyordu. Bu ismin Yunan kökenli olduğu ve “kiraz ağacı” anlamına geldiği düşünülmektedir. Ancak, Giresun’un ilk adının “Aripsa” olduğu kaydedilen Hitit kaynakları, bu tezi zayıflatmaktadır.

Deprem timleri hazır kıta Deprem timleri hazır kıta

Osmanlı döneminde ise şehir, "Kerasunt" olarak adlandırıldı. Ancak bölge halkı arasında "Vilayet-i Çepni" ismi de kullanılmaktaydı. Modern Türkiye Cumhuriyeti döneminde 1930 yılında şehrin adı "Giresun" olarak resmiyet kazandı.

Giresun isminin kirazdan geldiğine dair popüler bir inanış bulunsa da, bu tezi destekleyen kesin bilimsel verilere sahip değiliz. Giresun’un adının kirazdan geldiğini destekleyen hikayede, Romalı General Lukullus’un bu bölgeye gelip, buradaki kirazları tatması ve Roma’ya kiraz fidanı götürmesi anlatılır. Ancak bu hikaye, antik dönem kaynaklarından yüzde yüz doğruluğa ait bir teyit alamamıştır.

Kaynak: Haber Merkezi