Yaşamımıza dokunacak iyi haberlere hasret kaldığımız günlerden geçiyoruz.
Sağlık Bakanı’nın “artan sayılar sebebiyle endişeye mahal yok” açıklamasının aksine kovid can almaya devam ediyor, her gün 200’ün üzerinde insanımızı kaybediyoruz.
Akaryakıt fiyatlarında iki üç gün arayla yapılan artışlar başta ulaştırma sektörü olmak üzere tüm piyasaları derinden etkiliyor.
Bir zamanlar akaryakıt zamları için Süleyman Demirel’in söylediği gibi “akaryakıta zam demek, iğneden çakıl taşına zam demektir” durumu yaşanıyor.
Ülke olarak büyük bir enerji krizinin eşiğindeyiz.
Yoğun kar yağışı sonrasında Isparta’ya 5 gün boyunca elektrik verilemedi, bölgede çok büyük mağduriyetler yaşandı.
Mum ışığında aydınlanmaya çalışan insanlar, tenceredeki suyun buharında bebeğini ısıtmaya uğraşan anneler günler boyu büyük bir çaresizliği yaşadı.
Diğer yandan çarşı, pazarın ateş pahası hali ve fahiş enerji faturaları karşısında geçinemeyen, maaş artışı talebiyle eylem yapan işçiler işini kaybediyor.
İki yıldan bu yana pandeminin en ağır yükünü taşıyan sağlık emekçileri özlük haklarını alamadıkları için grev yaptılar.

Hiç kuşku yok ki bugünlerde toplumun önemli bir bölümünün en büyük derdi ödeme gücünü çok aşan, anlamsız derecedeki yüksek elektrik faturaları.
Bu tablo karşısında esnaf çok zor durumda işyerlerini açık tutabilmek için direniyor.
Konutlardaki kullanıcılar en düşük ücret kademesi olan 210 kwh’in altında kalmaya uğraşıyor.
Diğer taraftan sanayide elektrik ve doğal gaz kesintileri nedeniyle üretimde aksamalar yaşanıyor.
Özetle nereye bakılsa sorunlar yumağı büyümeye devam ediyor.

Yüksek faturalar karşısında sesini duyurmaya çalışan kitleler ise çeşitli yollar arıyor.
Muhalefet partileri de % 127’ye varan elektrik zammı ile ilgili iktidara yönelik eleştirilerini sürdürüyor.
CHP örgütleri geçtiğimiz gün tüm illerde eş zamanlı basın açıklaması yaparak, zamların geri alınması çağrısı yaptı.
Bu Cumartesi günü 15:30’da Adalar Atatürk Caddesi girişinden başlayarak “Zamları geri alın yürüyüşü” gerçekleştirilecek.
Ülkeyi yönetenlere “Formül aramayı bırakın, fahiş zamları geri çekin” talebi en güçlü şekilde duyurulacak.

Ana gündem maddesi haline gelen elektrik zammı “özelleştirme” boyutuyla çeşitli çevrelerde yoğun bir şekilde tartışılmaya devam ediyor.
EÜAŞ (Elektrik Üretim Anonim Şirketi) tarafından dağıtım şirketlerine 31.86 kuruştan verilen elektriği, dağıtım şirketleri Şubat ayından itibaren 210 kwh’ın altında tüketimi olan kullanıcıya 137 kuruş, 210 kwh’ın üzerinde tüketimi olan kullanıcıya 206 kuruştan veriyor.
Görüldüğü gibi özel şirketler kamudan aldıkları fiyatın üzerine çok büyük bir artış yaparak tüketiciye ulaştırıyor.
Dağıtım şirketleri sözleşmeye göre dağıtım hatlarında yapmaları gereken bakım ve yatırımı da yapmadıkları için vatandaşa “fatura göndermekten başka bir şey yapmadıkları” bile söylenebilir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) tarafından dağıtım şirketlerinde gerekli denetimler yapılmadığı ve herhangi bir ceza uygulanmadığı Sayıştay raporlarıyla saptanmış durumda.
2013 yılında Türkiye’de elektrik dağıtımı tamamen özel şirketlerin eline geçtiği dönemde Maliye Bakanı olan Mehmet Şimşek “Uzun yıllar zarar eden, kayıp kaçak ve tahsilat problemleriyle uğraşan, sürekli devlet bütçesine yük olan” sistemden kurtulmanın gerçekleştiğini müjdelemişti.
Devletin dağıtım ihalelerinin özelleştirilmesinden elde ettiği toplam gelirin 12.7 milyar dolar olduğunu açıklamıştı.
Gelinen noktada ne yazık ki o günlerde söylenenlerin hiçbiri gerçekleşmediği gibi özel şirketlerin kar etmesi ve ayakta kalması için bütün maliyet kamuya, doğal olarak vatandaşın üzerine yıkıldı. 
Her geçen gün de bu yük artmaya devam ediyor.
Anımsatayım, şirketlerin “temsil ve ağırlama” maliyetleri bile elektrik faturalarına eklenmiş tepkiler üzerine düzenleme geri çekilmişti. 

Kabul edilmesi mümkün olmayan faturalar ortalığı adeta yangın yerine çevirmiş durumda. 
Yoksulluk ve geçim sıkıntısı yaşayan milyonlar en kısa sürede çözüm bekliyor.
Zamlar geri alınsın…