Yazının başlığına  göz atanların merak dünyalarında bin bir soru kanat çırpmıştır.
 
Bir derviş ile bir sanayicinin  ortak yanları  ne olabilir?
 
Aynı coğrafyada yaşamış olmak mıdır Yunus Emre ile Firuz Kanatlı’yı  bir araya getiren?
 
Yoksa  kamil bir insan olabilme arayışının yollarını  kesiştirmesi mi?
 
Yunus’un , eskilerin deyişiyle, “zarfa değil mazrufa bakma” konusunda düşüncelerini, yani görüntüye değil, yapılan işe ,üretilen değere bakarak insan değerlendirmesi  yaptığını hepimiz biliyoruz:
 
Dervişlik dedikleri
Hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen
Hırkaya muhtaç değil
 
Derviş  “hırkaya”  muhtaç  değil  ama  bugün büyük insan  kitleleri özü değil, görüntü yaratmanın tutsağı  haline gelmeye her gün  bir adım daha yaklaşıyor. “Fenomen olmanın”  her türlü değerin önüne geçtiği bir karmaşa ortamına  sürükleniyor.
 
Büyük Yunus Emre’ nin uyarısı  kimsenin umurunda  değil gibi…
 
Beni bende deme  bende değilim
Bir ben vardır bende  benden içerü
 
“Benden içerü”  olanı  arama  bütün düşünce ve inanç sistemlerinin özü olduğu halde, dikkatleri kısalan insanlar “kendini sorgulama “  yerine    kolaycı  yolların  sığ yargılarının peşinde sürükleniyor. Sürükleniyor, çünkü  elektronik medyanın yarattığı  büyük “erişilebilirlik olanaklarını”   yeterince  “kendimizi bilmeye”  odaklamanın  zorluklarını  üstlenecek bilgiye, sabra  sahip  değiliz; günü yaşamanın  geçici  tatmini akıllarımızı terletmeye  tercih  ediliyoruz.
 
Hayatın  çok temel   gerçekliğini  hangi kültür  Yunus kadar yalın söyleyebilmiştir?
 
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice  okumaktır
 
“Selami Vardar: Koca Şehrin Ağabeyi” kitabındaki yazısında  Firuz  Kanatlı, hemşehrisi  Yunus Emre’nin  bakış açısını, değer kristallerini birkaç cümlede  yansıtıyor:
 
“Ben dindar bir insanım. Selami ağabey ile anlaşamadığımız tek konu din konusuydu.  Kendisine bu konuyla ilgili olarak bir gün şöyle demiştim: Siz taşlarından arındırılmış, nadasa  bırakılmış, gübre ve yağmurunu almış  bereketli bir topraksınız. Bu toprağa tohum ekseniz ne kadar bereketli, muhteşem bir mahsul alacağınızı tahmin dahi edemezsiniz. Cevap vermemiş  sadece gülümsemişti.
 
Yaşlandıkça  onu daha iyi anlıyorum. Kamil insana çok defa dinler dar gelir ve yüce Allah’a giden yolu kendisi bulur”.
Sağlam bir  gelecek kurmanın  temel sorunu, kamil insan olmak için kendimize  hangi yatırımları yaptığımızı  sorabilmektir. Yunus Emre ve Firuz Kanatlı’nın  rehberliğinin bizi  kendimize bir adım daha yaklaştırması için en önemli  zihni araç, kendimize  ayna  tutmaktır.