Yıl 1997, Büyükşehir Belediye Başkanı Aydın Arat vefat etmişti.  Başkanı meclis üyeleri seçecekti. Seçim, Tepebaşı Belediye Başkanı Orhan Soydaş ve Odunpazarı Belediye Başkanı Ayhan Boyer arasında geçecekti…
……….
Merhum Arat’ın cenazesinden hemen sonra 7 meclis üyesi ortalıktan kayboldu. Kimse onlara ulaşamıyordu. Öyle ki aileleri bile nerede olduklarını bilmiyordu…
………
Sonradan öğrenildi ki, Orhan Soydaş tarafından Antalya da bir otele götürülmüşlerdi. Adı tatildi ama bir nevi hapsedilmişlerdi. Cep telefonları ellerinden alınmış, her hangi biriyle görüşme yapmaları yasaklanmıştı… 
……………
Seçim günü hep birlikte geldiler, oylarını verdiler Orhan Soydaş’ı Büyükşehir Belediye başkanı yaptılar…
……….
Ama iddialara göre bunun karşılığını da kat kat aldılar. Gece yarısı Taşbaşı Çarşısı’nda bir banka şubesinin açtırıldığı, büyük paraların dağıtıldığı,  Kalabak Suyu arabalarının paylaşıldığı hala konuşulur…
………
Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediyesi’nde bir dostumuzun yanına gitmiştik. Söyledikleri bu anılarımızı hatırlattı…
……….
Zira şu anda birileri, ‘Yılmaz Hoca hastalanırsa, bırakırsa ya da (Allah geçinden versin) bu dünyadan ayrılırsa başkan olmanın’ planlarını yapmaya başlamış…
…………
Bunları duyunca önce üzüldük, sonra güldük... 
…………..
Üzüldük, Çünkü Yılmaz Hoca sayesinde bir yerlere gelenler, o yaşarken onun koltuğuna göz dikmişler…
……….
Güldük, boşuna uğraşıyorlar… 
…….
Zira bizim tanıdığımız Yılmaz Hoca bunları hem döver…
…….
Hem de gömer…
……….
NOT: Bu yazıyı 2019 seçimlerinden hemen sonra Mayıs ayında yazmıştık. Aradan 3 yıl geçmiş, Yılmaz Hoca sonrası planlarını yapanlar şimdi ‘Yılmaz Hoca önümüzdeki seçimlerde yine aday olur’ demeye başladılar…


………………..
SARAY VE HALK
Japonya’da 4. Yüzyılın sonlarına doğru tahtta oturan İmparator Nintoku, bir gün yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar. Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğünü ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç bile pişiremediğini anlar…
………….
Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayında çalışanları da evlerine gönderir. Sadece kendileri için çalışan ve vergi de ödemeyen halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur…
……………
Üç yıl sonra tekrar kuleye çıktığında Nintoku, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan görür.
Yanındaki eşine, sevinç içinde, “Artık zenginiz” der!
………………….
İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek, “Sen bu halimize zenginlik mi diyorsun?” diye sorar…
………………..
Nintoku’nun cevabı yüzyıllardır Japonların aklından çıkmaz;
“Halkın fakirliği, bizim fakirliğimiz, zenginliği de bizim zenginliğimizdir.”


……………………..
KARİKATÜR


………………
TEMEL’İN KÖŞESİ
ŞANS
Temel kola makinelerinin birinin karşısına geçmiş, jeton atıp kola alıyormuş. Jeton atıp kola alıyormuş jeton atıp kola alıyormuş. Yanına kendi halinde bir adam gelmiş ve Temel'e;
- Ha Temel ne yapiyursun da, demis. Temel'de;
- Karişma uşagum şansum yaver gideyu, demiş.