Eski insanlar birisi hakkında; sütü bozuk ya da kanı bozuk dedi mi? O insandan 
korkacaksın arkadaş! Çünkü eskiler kolay kolay böyle laf etmezler. Ederlerse de o 
insanın mayasının bozuk olduğunu, kötü soydan geldiğini bu kısacık sözle anlatırlar. 
Kanı bozuk; kısaca soysuz anlamını içerir. Hain insanlar için kullanılan sözdür. Bu 
insanlar kendi çıkarları için ülkesini bile satarlar. 
Baba iki oğlunu alıp lunaparka götürür. Çoçukları büyük bir çadırın önünde durur ve 
babalarına çadırın içindeki hayvanları görmek istediklerini söylerler. Baba iki oğluyla 
çadırın yanındaki gişedeki çalışana “üç bilet” der ve parayı uzatır. Gişedeki adam 
“çok zenginsiniz herhalde” diye sorar. Baba bu söze bir anlam veremez. Gişedeki 
adam gişenin sağındaki yazıyı gösterir. Yazıda “7 yaş ve altı bedava” yazmaktadır. 
Baba “tekrar üç bilet” der. Gişedeki adam “bu küçük olan çoçuk kaç yaşında” diye 
sorar baba “8”der. Gişedeki adam “7 yaşında deseydiniz inanırdım ve siz de bir bilet 
parası fazladan ödemiş olmazdınız” dediğinde baba “Oğlum sekiz yaşında olduğunu 
biliyor. Kendisinin 8 yaşında olduğunu bildiği halde bir bilet parası için 7 yaşında 
diyecek kadar sütü bozuk, yalancı değiliz” der. 
Bizim çocukluğumuz da duyduğumuz en önemli söz “yalan söyleme” olurdu. Sizin 
arkadaşlar arasında bir kaç kere yalan söylediğiniz anlaşılırsa artık kimse o 
arkadaşımıza güvenmezdi. Arkadaşlıklarda güven olmazsa o arkadaşlıklar da devam 
edemez. Herkes zaman zaman yalan söyler. Yapılan çalışmalarda, günde, ortalama 
1,65 kez yalan söylendiği bulunmuştur. Bu yalanların çoğu da “beyaz yalan”lardır. 
Bunlar, sıradan uydurmalardır, genelde zararsızdırlar, altlarında kötü bir niyet yoktur 
ve genelde, başkalarının duygularını incitmemek ve onları zor durumda bırakmamak 
için söylenirler. Ama şunu da unutmamak gerekir! Bütün yalanlar iyi niyetle başlar. 
Yalanın beyazı iyi niyetlisi olmaz!