Maharet güzeli görebilmektir. Sevmenin sırrına erebilmektir. Cihan, Alem
herkes bilsin ki şunu: En büyük ibadet sevebilmektir.
Hiç bir şeyi teke indirmek doğru değildir. ‘Tek din islam dinidir’ der ve bu dinin,
sevgi dini olduğuna kimseyi inandıramazsınız. Teklik Tanrı’ya ait bi sıfattır. Her şey
onda var olur. Tek inanç sevgi derseniz ona bi itirazım olmaz. Zaten bu dünyayı da
sevgiden başka hiç bir şey olumlu olarak düzeltemez.
Şimdi biz sevgi dedik ya! Bazılarının aklına hemen iki bacak arası gelir. O cinselliktir
Biz sevgi derken bir annenin yavrusuna duyduğu sevgiden söz ediyoruz. Amasız ve
karşılıksız olan sevgiden. Eskiden annem anlatırdı. Zengin bi kadın kurabiye yapıyor.
Okuldaki çocuğu aklına geliyor. O zamanlar evlerde Arap bacı denilen hizmetçiler
olurmuş, onu çağırıp bu kurabiyeyi okula götür ve okulun en güzel çocuğuna ver diye
gülümsüyor. Arap bacı kurabiyeleri götürüp geliyor. Akşam olduğunda okuldan
dönen çocuğuna annesi sorar ‘kurabiyemi beyendin mi?’ Çocuk annesine anlamsız bi
şekilde bakar ve ‘hangi kurabiye’ der. Kadın da şaşırır ve ‘Arap bacıya verdiğim
kurabiye’ der. Çocukta ‘Ha! Ben de Arap bacıyı oğluna bir şey verirken gördüm’
dediğinde kadın yaptığı hatayı anlar. Çünkü dünyanın en güzel çocuğu herkesin kendi
yavrusudur.
Evet dostlarım siz de sevgiden yana olun, sevin. Gülü sevin. Sümbülü sevin ama bir
şeyi sevin. Geç diye bir şey yok! Elli sene de geçmiş olsa gene sevin. Ben de Yunus
Emre’nin sözüyle yazımızı bitirmek istiyorum: Gülü gülene ver. Kalbini sevene ver.
Sevmek güzel şeydir. Kıymet bilene ver. Tüm sevenlere selam olsun.