Afganistan’daki iç savaştan kaçtığı söylenen binlerce göçmen, 3.000 kilometre yol kat edip Türkiye’ye geliyor. Sosyal medyada paylaşılan görüntülere göre, gelenlerin neredeyse tamamını genç erkekler oluşturuyor.
Türkiye Afganistan ile komşu değil ve aradaki mesafe 3000 kilometre, bu yolu yürüyerek gelmiş olamazlar, nitekim yine aynı görüntülerde üstleri başları, halleri o kadar mesafeyi yürümüş gibi görünmüyor. Bu insanlar muhtemelen İran’ı baştanbaşa otobüslerle aşıyorlar, yani organize bir şekilde Türkiye’ye geldikleri anlaşılıyor. Gelenlerin bir kısmı askeri kamuflaj ile geliyor. Türkiye bu kadar insanı ülkeye alıp, bunca tehlikeyi yaşarken karşılığında ne alıyor? Hangi sorunumuz çözülüyor?
Türkiye’de halen Türkiye’ye uyum sağlayamamış, Türkiye’de kalıp kalmayacakları belli olmayan milyonlarca sığınmacı var. Bu kadar çok insanı, Türkiye’nin zaten kendisine yetmeyen ekonomisinin kaldırması mümkün değil. İş sadece ekonomiyle de bitmiyor, yıllarca şeriat ile yönetilen insanların Türkiye’deki kültürel değişime ayak uydurması mümkün değil. Ülkenin önemli bir kısmı haline sığınmacılarla bırakın uyuşmak, kullanabileceğimiz ortak bir dil bile bulunmuyor. 
Türkiye halen kendi içerisindeki azınlıklar ile ilgili çözemediği sorunlar, üst kimlik çatışmaları yaşarken, ülkenin yüzde onu sığınmacı haline geldi. Bu insanların ne kadarı kayıtlı, salgın günlerinde ne kadarı aşılı, ne kadarı hasta, ne kadarı çocuk felci, ne kadarı çiçek hastalığı gibi uzun süredir Türkiye’de görülmeyen hastalıkları taşıyor, eğitim durumları, toplumsal cinsiyet anlayışları, suç geçmişleri nedir? Bunlar gibi bir çok sorunun cevabı bilinmiyor.
Sığınmacıların düzensiz, plansız olarak topluca göç etmesi terör örgütleri için de bulunmaz bir fırsat yaratıyor. Birleşmiş Milletler’e ait Irak’taki Mahmur Kampı, yine Birleşmiş Milletlere ait Suriye’deki Hol kampı, PKK’nın içerisindekiler ile birlikte silahlandırdığı terör yuvasına dönüştüler. Aynı şekilde geçmişte milyonlarca Suriye’li konrolsüz bir şekilde ülkemize girince bir çok terör örgütü mensubu da Türkiye’ye girdi. Nitekim Türkiye’de Daeş eylemleri o dönemde sıklıkla yaşanır oldu, ülkenin her yerinde bombalar patladı. Daha şimdiden Taliban’dan kaçtığı iddia edilen birçok Afgan sığınmacı, hiç çekinmeden Taliban bayrağı ile gezebiliyor.
Türkiye zor durumda kalan insanları misafir edebilecek güçtedir ve tarih boyunca da zor durumdaki insanlara kucak açmıştır. Ancak sınırın mevcut hali ile önüne gelenin elini kolunu sallayarak girdiği bir ülke haline geldik. Hali hazırda Suriye sınırındaki bir çok yerleşim yerinde Türk vatandaşları azınlıkta kalmış durumdalar. Sınırdaşımız olmayan bir ülkeden farklı hesaplarla, farklı kimliklere ait insanları Türkiye’nin yapısını bozacak şekilde ülkeye doldurmak Türkiye’yi millet anlayışından uzaklaştırır, yeni iç karışıklıklara, yeni kutuplaşmalara zemin hazırlar ve hatta çoğunlukta olunun bölgelerde toprak talepleri, kendi anlayışları doğrultusunda rejim değişikliği talebi yaratır. Bu yanlıştan bir an önce dönülüp, özellikle artık ülkesinden uzak kalması için bir sebep bulunmayanlar barışçıl bir şekilde iade edilmelidir.