Geçtiğimiz hafta başlayan “Desteksiz tam kapanma” uygulamasının da etkisiyle psikolojik, ekonomik zorluklar başta olmak üzere çok sayıda sorun yaşıyoruz. 

Diğer yandan son dönemde bireysel yaşam tarzımızı etkileyen hukuk dışı uygulamalarla karşı karşıyayız. 
Böylesine zor bir dönemden geçerken kamu yönetiminin ‘açıklama bulamadığım için’ ilginç diyebileceğim bir uygulamasına tanık olduk.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na geçtiğimiz yıl İstanbul’un fethinin 567. Yıldönümünde Fatih Sultan Mehmet Türbesi’ni ziyareti sırasında yürürken ellerini arkasına bağlayarak “saygısızlık” yaptığı gerekçesiyle ön inceleme başlatıldığı ortaya çıktı.
Ekrem İmamoğlu’na “ellerini arkada neden bağladın” sorusu sorularak, İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından ifadesi istendi.
Konuyla ilgili gelişmeleri önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Olayların ilginç seyrine bakın ki, Fatih Sultan Mehmet’e saygısızlıkla suçladıkları Ekrem İmamoğlu, geçen yıl  Fatih Sultan Mehmet Han tablosunu İngiltere’deki bir müzayededen satın alarak İstanbul’a kazandırmış, heyecanını kamuoyuyla paylaşmıştı.
Ülkemizin yönetim anlayışının hukukun temel unsurlarından olan “kanunilik ilkesinden” uzaklaşması bakımından gelinen noktayı gayet iyi gösterdiği için başka bir yorum yapmaya gerek yok.

Bahsedilen incelemeye konu olan fotoğrafa bakınca ‘kurgusal’ olan bir yana gerçek “saygısızlıklara” üzülmemek mümkün değil.
Anımsatayım.
Geçtiğimiz 29 Ekim’de devlet erkanının Anıtkabir’de Atatürk’ün mozolesindeki saygı duruşunun ardından heyetle birlikte Misak-ı Milli kulesine geçişi sırasında bir grup rabia işareti yaparak iktidar lehine slogan atmıştı. 
Devamında slogan atan isimlerin daha önceden belirlenmiş bir listeyle içeriye alındıkları bir televizyon kanalı tarafından görüntülenmişti.
Yani slogan atılması tesadüfi değildi.
Yine 30 Ağustos’ta Anıtkabir’de düzenlenen törende AKP Ankara İl Başkanlığına üye bir grup benzer sloganları tekrarlamıştı.
Bitmedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım 2019 tarihinde devlet töreni sırasında bir grup tarafından yine aynı slogan atılmıştı.
Slogan atma bu kez Anıtkabir’e vatandaşların alınmadığı alana önceden yerleştirilen gruplar tarafından yapılmıştı.
Sormak gerekli.
‘Yas ve saygı mekanı’ olması gereken Anıtkabir’de tekrarlanan slogan atmalar hangi saygı sınırında açıklanabilir?
Slogan atan gruplara bugüne dek herhangi bir soruşturma açıldı mı?
Ne yazık ki böylesine önemli bir mekanda saygısızca slogan atan gruplara yönelik herhangi bir hukuki işlem yapılmadı.

Atatürk’e ve manevi şahsiyetine yönelik yapılan saldırılar “saygısızlık” sayılmıyor.
Türbe ziyaretinde hiç bir kültürde saygısız olarak görülmesi mümkün olmayan bir yürüyüş tarzı “saygısızlık” olarak görülüyor.
Bir çok örneğinde olduğu gibi kamu yönetiminin tavrı bakımından yine bir çifte standart uygulaması gözler önünde.
Yazık, çok yazık…

Not (1) : Yüreğinde anne sevgisini yaşatan herkesin Anneler Gününü kutluyorum. Böylesine anlamlı bir günde annesi hayatta olmayanlara ise özlemle baş etme gücü diliyorum. 

Not (2) :  Pandeminin yarattığı fiziki zorluklara karşın yaklaşan Şeker Bayramınızı bugünden kutluyor, sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu nice bayramlar geçirmenizi diliyorum.