Bakıyorum da çocuklar hep evlerde…
Biz ise eve girmezdik. 
Sabah çıkar akşama kadar dışarıda oynardık. 
Bisiklete binerdik. 

***

Öğle yemeklerimiz ekmek üzerine sürülen salça ve çikolata olurdu genelde. 
Bir maç arasında bahçede yeniverirdi. 
Misket, gazoz kapağı oynadık. 
Şimdi bu oyunları yeni nesil çocuklara anlatıyoruz da, onlara şaka gibi geliyor. 

***

Çocukluğumuzu dolu dolu geçirdik..
Cep telefonumuz yoktu, 
Arkadaşlarımızla mesaj atarak değil kapılarının zillerini çalarak ulaşırdık. 
Belli bir saatte belli bir noktada buluşurduk. 
Güzel günlerdi. 
İnsan özlemiyor değil..

***

Geçmişe bir yolculuk yapmak istiyor zaman zaman…
Geriye dönüp baktığınızda iyi ki böylesine bir çocukluk geçirmişiz diyebiliyoruz..
Keşke bizim çocuklarımız da o tatları yaşayabilse. 
Ama ne yazık ki içinde bulunduğumuz ortam buna uygun değil. 

***

Artık bahçeli evler yok. 
Apartmanlar, siteler…
Çocukların sokakta oynama şansı çok az. 
Hepsinin elinde bir tablet, telefon. 
Sanal bir dünyaya kendilerini kaptırıyorlar. 

***

Bu konuda ebeveynlere önemli görevler düşüyor. 
Onları o sanal dünyadan kurtarmak bence en önemli görevleri.
Bilinçli anne babalar eminim bunu yapıyordur. 
Yapmayanlar için küçük bir uyarı yapmak istedim. 

***

Çocuklarınızın elinde tablet ve telefon olsun, ama abartmasınlar. 
Ellerine mutlaka kitap da alsınlar. 
Fırsatları varsa sokak oyunları oynamaya çalışsınlar. 
Bizim çocukluğumuzdaki gibi olmasa da ona yaklaşsınlar yeter…