“Pandora’nın kutusunu açmak” artık bir deyim olmuş, öykünün kökeni Antik Yunan mitolojisine dayanıyor. En basit ve kafa karıştırmayan anlatım şöyle özetlenebilir: Zeus kendinden ateşi çalıp insanlara veren Prometheus'tan intikam almak amacıyla kardeşi Epimetheus'a balçıktan yapılmış üstün zekâlı, ilahi güzellikteki Pandora'yı dokunulmaması şartıyla yaşam dostu olarak göndermiş. Pandora’nın cazibesine dayanamayan Epimetheus tüm uyarılara karşın onunla evlenmiş. Zeus evlilik hediyesi olarak açılmamak koşuluyla günümüze kutu olarak yansıyan, topraktan yapılma bir çömlek (kavanoz) vermiş. Bir süre sonra Pandora merak duygusuna yenilerek kutuyu açmış ve içine Zeus tarafından sıkıştırılmış olan “tüm kötülükler” ve “umut” dünyaya saçılmaya başlamış. İşte insanlığın başına gelen tüm felaketler, hastalıklar ve fenalıklar açılmaması gereken bu kutudan yayılanlardır. Öykünün kutsal kitaplardan farkı yok aslında. Nasıl ki Havva, Adem’i kandırıp yasak elmayı yiyerek cennetten kovulmalarına ve ölümlüler arasına katılmalarına neden oluyorsa, aynı mekanizma mitolojide de işliyor. Orada da erkek egemenliğinin şanlı gösterisi sahneye konuyor. Tüm fenalıkların sorumlusu kadının kutuyu açması sonucu, yani Pandora eliyle kötülüğün insanlığa bulaştırılması anlatılıyor… 
Bu günlerde yine Pandora’nın kutusu açılmış, dünyanın her yerinde aynı anda yayınlanan 12 milyon gizli belge ortaya saçılmış durumda. Gün geçtikçe daha fazla politikacı hesap vermek zorunda kalıyor. Çekya Başbakanı, Brezilya Maliye Bakanı, Peru eski Devlet Başkanı, Kolombiya’da ise Gümrük ve Vergi İdaresi Başkanı soruşturmaya uğrayanlar arasında. Hindistan, Endonezya, Fransa, Avusturalya, Hollanda, Panama, İrlanda, Arjantin ve Şilili yetkililer sızıntılarda adı geçen herkesi soruşturacaklarını açıklarken, Türkiye’de iktidar kanadından henüz hiçbir ses çıkmamakta. Oysa yolsuzlukla ilgili Türkiye’den 200’ü aşkın isim var. Rönesans, Demirören, Çalık, Cengiz gurupları başı çekiyor. Demokrasiden nasibini almış ülkelerde kötülüklerle birlikte kutuya sıkıştırılan umut hukuk sayesine devreye girerken, bizdeki gibi demokrasisi işlemeyen ülkelerde ise umut önümüzdeki seçim sandığının içine gizlenmekte…