Başka  kültürlerin insanlarıyla çalışma, niyeti olanlar için zengin deneyim kazanmanın etkin  yollarından biridir. OSB’lerde başka kültürlerde  olup bitenleri anlatabilmem için  önce geçmiş deneyim ve birikimlerimden  örnekler paylaşmalıyım.
Türkiye İş Bankası yöneticileri  o dönemdeki  Biksan Kağıt  Sanayi üretim tesislerini Şişecam’a vermek isteyince, Finlandiya’da Yaka Pöyry’ den  bir uzman istedik. Kağıt  üretme   makineleri  uzmanı olan Eric Carlson ‘la  yeddiemin gözetiminde olan fabrikada omuzlarında tüfeke  her adımımızı  izleyen jandarmalar arasında iki gün çalıştık.Carlson’un  makinelerine nasıl baktığını, nasıl not aldığını dikkatle izledim. Bir ay sonra gönderdiği  raporunu da aynı özenle inceledim. O zaman  Bursa Yenişehir, İzmir Kemalpaşa ve Akhisar’da  Zeytinova’da   kornişon tipi  salatalık  ve  zeytin turşusu üzerine çalışıyordum. Eric Carlson’un  raporundan yararlanarak dağınık notlardan bir rapor çıkarmıştım. Şişecam Uzun Vadeli Plan bölümünde birlikte çalıştığımız, Fransa’da üniversite bitirmiş  iddialı bir genç olan  Riza  Erdeğirmenci’de  Şişecam’dan  ayrılarak bir  bankaya geçmişti. Kendisine gönderdiğim raporu inceleyince ,telefon etmiş “ Bu kadar dağınık not nasıl sistemli hale getirilecek diye  endişeliydim… Nasıl sistemleştirip kaleme aldın ?” diye içtenlikli sormuştu. O’na  “ İşin sırrı  Eric Carlson’u dikkatle incelemekti” demiştim. O sırrı  bütün hayatım boyunca etkin bir araç olarak kullandım.
“Karpuz keserek yürek ferahlamaz”
Şişecam’ın  cem eşya ve otomotiv camları üretiminde alınan mesafenin arkasında yer alan  “lisans anlaşmaları” ve  “know-how” transferlerinde  yabancı kültürün etkilerini bizzat yaşayanlardan öğrendim. Remzi Ormancı, Oktay Altınay, Teoman Yenigün ve Günay Apak’la yaptığım  söyleşilerde bizden ileri olan gelişmiş bir ekonominin insanlarından neler öğrendiklerini birkaç kez anlattırdım. Eğer  Şişecam  bugün  cam ev eşyasında dünyanın önde gelen işletmelerine sahipse, yabancılardan öğrenilen teknikler kadar yönetici  davranışlarını  öğrenmenin  payı da bir  o kadardı.
Teknoloji  tanımını çok sıklıkla paylaşıyorum : İnsanın çıplak gücüyle  yapamadıklarını, aklını kullanarak  bulduğu  araç-gereç ve  metotlarla   yapmasıdır. Otomotiv camı üretimi için  Lüleburgaz yakınlarında  Büyükkarıştıran’ daki  tesislerin  kuruluş aşamasının yöneticisi olan Ömer Boyacıoğlu’na sormuştum: Nippon Sheet Glass(NSG) – Float teknolojisini  bulan İngiltere’deki en eski cam üreticisi Pilkington’u satan alın firma-  teknisyenlerinden  neler öğrendin?  İlginç bir yanıt  vermişti: “ Hayatın her anını  yazarak planlama!”. Ömer’in anlattığına göre bütün Japon uzmanlar bir  gün sonra yapacakları her işi çevrelerine danışarak bir gün öncesinden ellerindeki defterlere  yazıyor; çalışma  gününde ise neleri yapabildiğini, neleri yapamadığını belirlemeye büyük özen gösteriyordu. Japon  kültürü   kendi insanlarına  günlük yaşamlarının her anıyla yüzleşmeyi öğretmişti. Suçu bir başka insana, sisteme ya da başka bir nedene bağlayarak, “karpuz keserek yürek ferahlatan”  kasaba kültürüne prim vermiyordu.
İnsan zihni sürekli benzetim yapar…Eski duyguları ve yargılarıyla  yenilerini benzetim yoluyla  karılaştırır; düşündükleri ile ulaştıkları arasındaki mesafeyi  kontrol ederek  “deneysel  kazanımlarını” bir adım ileri götürür. Bir de, attığı her adımda  düşündükleri ile ulaştıkları arasındaki  makasa bakarak, neleri yaparsa hedeflerine erişebileceğini, nelerin hedeflerden saptıracağına ilişkin  varsayımlar üretir; zihni model oluşturarak  “deneyimlerini” zenginleştirir.  


Yeni yatırım ihtiyaçlarına odaklanılmalı
Yurtiçinde ve yurtdışında   sanayileşmede   mekan üzerine gözlem ve değerlendirmeleri izliyorum… OSB’ler  konusunda  dünya  genelinde olup  bitenleri yakından izlememiz gerekiyor. Ülkemizde  OSB’le ilgili  “satılan arsa miktarı ve  tahsis edilen parsel” sayıları ve yatırım  tutarları açıklanarak başarılı iş yapıldığı  konusunda kendimizi  inandırma aşamasını hızla geride  bırakmalıyız. Teleplerin sevindirici  olması doğal, ama ondan da  önemlisi  OSB’lerde  “nitelik uyumunun” hızla  hayata taşınmasıdır. Yöneticiler  karma  OSB’leri, özellikle de İhtisas OSB’lerini  tahsis edilen parsellerle konuşuyorsa, düşük teknoloji  işgücü-yoğun  yatırımların  karşılaştırmalı  üstünlüğünü yitirenlerinden medet umuyorlarsa  yakın gelecekte işlerimiz  hiç de  kolay olmayacak. OSB’lerde  ne kadar yatırımın geleneksel orta-düşük teknolojiden, orta-ileri teknolojiye kaydırılması için yapıldığını  ortaya koymadan  bugün gerçeğini  açıklayamayız. Yetmez; OSB’lerde dijital uyuma  hangi yatırımların yapıldığını ve hangi sonuçların alındığını izlemiyor, bilmiyor ve  verilere dayalı açıklamalar yapmıyorsak ne kadar “büyüdüğümüz” ne kadar "şiştiğimiz” anlaşılmaz… OSB   yöneticilerinin açıklamalarında yer alması gereken bir başka  konu da  “yeşil mutabakat” gereğince  ortaya çıkmakta olan yatırım  ihtiyacıdır. Bu yeni ve hızlı gelişen ihtiyacı  “erken uyarı mantığıyla öngörme ve  ön-projeler yaparak karşılaşacağımız  maliyetleri en düşük düzeyde  savuşturma” için hangi yatırımların gündeme  geleceğini sorgulamazsak yarışın çok gerilerine  düşebiliriz. Yeşil  ekonomi yatırımlarıyla ilgili kaliteli bir fikre  sahip olmalıyız. Herkesin üç aşağı beş yukarı bildiği parsel tahsislerini  ve yatırım tutarını  paylaşarak – sonuçları  açıklayan, süreç analizi yapmayan verilerle  kendimizi  kandırmayı  sürdürürsek- nitelik gelişmelerini gözden ırak tutmuş oluruz. Bu durum, işin ayrıntısını bilmeyenlerde  bir şeyler yaptığımız algısı yaratabilir, ama hayatın gerçeği ile yüzleşmemiz  yatsıya kadar bile sürmez.
Dünyayı  iyi  okumak, kıt olan kaynaklarımızı israf etmeden  ihtiyacımız olan yeni yatırımlarımızı doğru  yerde, doğru zamanda yapabilmek için  bakış açılarımızı gözden geçirip, söylemlerimize ayar vermemizin  tam zamanıdır… Bizden ileri  olanların  sanayide  rekabet gücünü artırmak için odaklandıkları üç yatırım alanı  gündemimizde olmalı:  İleri  teknoloji  ve katma değerli ürünlere geçiş yatırımları…Dijital  uyum  yatırımları  ile  güçlendiren, sürdüren ve verimlilik yeniliklerinin güven altına alınması…Üçüncüsü de  gündeme hızla yerleşen  “yeşil ekonominin” talep edeceği  yatırımları öngörmek için zihni hazırlık, proje  olgunlaştırma ve uygulama  organizasyonlarının geliştirilmesi  yatırımları. OSB yönetimleri, sözünü ettiğimiz üç alandaki yatırımlarla bölgelerinin kimlik ve kişiliklerini anlatırlarsa, kendilerine de ülkeye de yatırım yapacak iş insanına da iyilik etmiş, onların işlerini kolaylaştırmış olurlar.