Bursa’nın Orhangazi ilçesi dar ve geniş anlamda “altın üçgen” ortasında bir yerleşim yerdir: Ülke ölçeğinde baktığımızda, İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi endüstrileşmede görece gelişmiş üç önemli yerleşmenin ortasındadır. Yerel pencereden baktığımızda da İznik, Orhangazi ve Gemlik Havzası’nın da merkezidir.
Asil Çelik Genel Müdürü Osman Kılavuz, ülkemizin döküm üretiminde öncü kuruluş Döktaş’dan Sibel Binici, Efendi Mermer ortaklarından Ergün Efendioğlu, Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası Bşakanı Erol Hatırlı belli aralıklarla bir araya gelir;bir tema çerçevesinde bildiklerimizi paylaşırız. Özellikle Ergün Efendioğlu bir Orhangazi tutkunu olduğu için sözü döndürür, dolaştırır ve sonunda Orhangazi’ye getirir ve sorar:” Ülke ölçeğinde ve yerel bakışta altın üçgenin merkezinde yer alan Orhangazi’de maddi ve kültürel zenginliği artırıp halkın yaşamını kolaylaştırmak için neden olması gereken yere bir türlü ulaşamıyoruz?
Bir yıl kadar oldu, Ergün Efendioğlu sözü yine Orhangazi’nin bambaşka bir kimlik hak ettiğinden söz ederek, “Ne yapmalıyız:” diye sordu.
Ergün Efendioğlu’na son dönemlerde herkese sıkça anımsattığım bir Kur’an ayetini anımsattım: “Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına gitme!”
Bilgi sahibi olmak için
Ergün Efendioğlu konunun üstüne gitti: “Bilgi sahibi olmak için ne yapmalıyız?” dedi.
Böylesi sorulara anında yanıt verecek birikimim oluştu… Bir konuda uzman olmanın gerek şartı, o alanda en az 10 bin saat çalışmış olmaktır. Saha çalışmalarına bir ömür verdiğim için şu yanıtı verdim: “ Yörenin iş insanı olarak çalışmaya parasal desteği sağlarsan, Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası teknik desteği verirse önce kırsal kesimden başlayarak, yaklaşık 2 yıllık bir çabayla ortaya elle tutulur bilgi koyabiliriz”
Ergün Efendioğlu anında yanıtladı: “Böyle bir çalışmanın finansal boyutunda ben destek olurum”… Erol Hatırlı da, “ Teknik boyutlarında da Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz varız” dedi.
“Ne yapabiliriz?” sorusunun yanıtını üçlü takım olarak uzun uzadıya sorguladık…Yaklaşık 2 yıllık bir çalışma programı hazırladık… Çalışma planımızı Orhangazi Kaymakamı, Belediye Başkanı, bütün partilerin ilçe başkanları, yerel gazetelerin yetkileriyle paylaştık.
Her hafta bir gün kırsal kesimde bir ya da iki yerleşim yerinde gidip muhtar ve katılmak isteyenlerle beş başlık altında söyleşiler yapıyoruz: Birincisi, nüfus hareketi ve kırsaldan göç… İkincisi, insanlar geçimlerini nasıl örgütlüyor? Başlıca gelir kaynakları va harcamalar…Üçüncüsü, geleceğe dönük beklentileri…Dördüncü, kendi mahalleleriyle ilgili düşleri, planları…Beşincisi de merkezi yönetim, yerel yönetim ve STK’lardan beklentiler…
Fikr-i takibin namusu
Samanlı Dağları’nın güney eteklerinde 6 mahallede toplantılar yaptık…Bana göre çok ilginç ve öğretici gözlemler ve saptamalar yapıyoruz…Yıl sonuna kadar kırsal kesim saha çalışmasını bitirdiğimizde "durumsal analiz” konusunda elle tutulur sonuçlara ulaşabiliriz…
Bir iş yapmanın ilk adımı merak ve niyet, ikinci adımı fikr-i takip, üçüncü adımı net bilgi, dördünü adımı odaklanma ve beşinci adımı geribildirimlerde ödünsüz gözetim ve denetim disiplinidir… Bilgi üretmenin anası fikr-i takip namusuna uygun çaba göstermektir.
Yapmak istediğimizi yazılı bir belge ile paylaşıyoruz ki, nelere angaje olduğumuzu ve ne yaptığımızı ölçebilelim… Verdiğimiz söz, belirlediğimiz hedef ile aldığımız sonuçları herkes sorgulayabilsin…Sorumluluğu olan herkese de “sahaya inin, kendinizi önce kendinizden bağımsızlaştırın!” diyorum…O zaman, sözlerimizle değil, yaptıklarımızla kimlik ve kişiliğimizi geliştirebilirsiniz….