Ülkemizde kendi saflıklarının doruklarından düşerek ölen ” liderlerin ya da beyin takımlarının ülkeyi uçuracağı inancı” yaygındır. İş yeri yönetimleri ölçeğinden tutun da firma, sivil toplum örgütleri. İnanç örgütleri, devlet ve devletlerarası örgütlerin “kişi-odaklı kurtuluş beklentisi” vardır. Bir bakan değiştiğinde “ekosistemin iletişim ve etkileşiminin nitelikleri” dikkate alınmaksızın “mucize beklentisi” yaratılır.
Medyamızın günlük iletişimin gündemine taşındığı Tarım ve Ormancılık Bakanı değişince değişik yorumlar yapıldı. Yeni bakanın akademik arka planı, siyasette aldığı görevler ve sorumlulukların dökümü yapılarak yeni beklentiler oluşturulmaya başlandı.
Ülkemizin derinliklerinde nerede bulunursanız bulununuz, tarım ve hayvancılıkla uğraşan herkes size tarımla ilgili taleplerini sıralayacaktır:
1- Ülkemizde tarım ve hayvancılık alanında “ihtiyaçlarımızı tanımlamak için yeterli ve dinamik envanterlerimiz” var mıdır?
2- Envanterlerimiz bize tarım ve hayvancılıkla ilgili analiz yapmaya ve karar vermeye yardımcı olabilecek “küçük ve büyük veriyi” sunmakta mıdır?
3- Ülkemizde tarım ve hayvancılıkla ilgili “verileri olgunlaştırarak” uygun modellerde işlemeye hazır hale getirilmiş midir?
4- Topraklarımızın “ küçük parçalara” bölünmüştür. Bu yapılanma “ rekabet edebilir ölçek” yaratmanın önündeki en büyük engelimizdir. Atılan bir dizi adım da beklenen sonucu yaratmamıştır. Topraklarımızı gelişen tarım teknolojisini uygulayabilecek yapılandırmayla değerlendirmek için hangi önlemlerin alınacağına ilişkin önerilerimiz var mıdır?
5- Ülkemizin coğrafi özellikleri, toprak yapıları, toprak özellikleri, uygun bitkiler, ürün desenini değiştirme fırsatları, geliştirici desteklerin verilmesi tarım sektörünün gündemindeki önemli konular. Yapılan desteklerin geribildirimlerle gözetlenmesinin ve denetlenmesinin mekanizmaları neler olacaktır?
6- Hayata taşınması mümkün olan ülke ölçeğinde, bölge ve havzalar özelinde geçerli olabilecek “tarımsal üretim ve hayvancılık stratejimiz” nedir?
7- Ülke, bölge ve havza ölçeğinde stratejilerin hayata ne ölçüde taşındığını “ gözleyen, izleyen, sorgulayan ve hesap verebilirlik ilkesine göre toplumla paylaşan” mekanizmalarla ilgili önerilerimiz nelerdir?
8- Sorunlarla ilgili “yaratıcı yüzleşme” diye tanımlanan, düşünülen, tasarlanan, yürürlüğe konan hedeflerle, yaratılan sonuç arasındaki farkı sorgulayan “deneysel mesafeleri” ölçen . analiz eden ve paylaşan yapılarla ilgili neler yapılacaktır? Verilen her kuruşun “fikr-i takibi” yapılmadan kaynak tahsisinde geliştirici etkiyi yaratmak mümkün müdür?
9- Kalkınmanın temel kurallarından biri, uygularımızla ilgili “net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanmadır”. Özellikle de tarım ve hayvancılıkta bakanlığımızın bu üç işlevi ödünsüz gözetip denetleyecek bilgi, donanım, örgütsel yapılanma ve uygulama iradesine sahip midir?
Yeni Tarım ve Orman Bakanımızın bireysel birikimleri, deneyimleri, bakış açısı, beklentileri çok önemlidir; ama daha da önemlisi bütün deneyim ve birikimlerini hayata taşıyacak olan ekosistemin “besleyici etkileri” ve “asalak yönlerini” dikkate alan açık bir programının yol göstericiliği olmak koşuluyla…
Kişinin niteliği, donanımı da önemli, ama sistemle desteklenmiyorsa başarı sınırlı olmaktadır… Dileriz ki yeni bakanımız kişisel birikimlerinin liderliğinde hedeflerimize götürecek sistemi öne çıkaran bir programla toplumu ikna eder; hep birlikte yaratmak istediğimiz sonuçlara ulaşmanın keyfini yaşarız…