Eskişehir yasta
Eskişehir yine iki gözü iki çeşme,
Neden diye sordum söylemedi
Boynunu büktü usulca
Yağamasa da rüzgarını savurdu bu kezde..
Utandı sanki
Anla beni söyletme işte dedi kendince
Anladım o da benim gibi
Ağlamakta bulmuş çareyi
Yitip giden sevgilerine
Hiç geri gelmeyecek
Bir daha göremeyeceklerine
Böylece ağlayıp yas tutmakta.

     Her Mart gidişi Nisan başlangıcı böyle oluyor gibi. Günlerdir kapalı hava, yağmur, figan, evler soğuk, sinirler bozuk güneş yüzü görmeyince. Bu yıl tavan yapan ekonomik kriz, yoksulluk, hayvan düşmanlığı.. Lafın özü, zor günler, kötü günler işte bunlar.  
     Ramazan ayı yine geldi. Dinimiz gereği yine oruçlar tutulacak, iftarlar açılacak. Gece sahurda ne yenmeli, bilimsel olarak tavsiyeler, dini sohbetler tv ekranlarında, gazete sayfalarında 
     Her Ramazanda aklımda olan soru; kendisini, nefsini, iradesini susuzlukla, açlıkla sınayanlar acaba sokaklarda yaşam savaşı veren canların hallerini bir nebze olsun anlayacaklar mı? 
     Öyle ya, kolay değil on saatin üzerinde aç susuz kalabilmek, işte tam da bu zor saatlerde, köşe başında o güne kadar hiç dikkatinizi çekmeyen, tüyleri dökük tekir kedinin market torbanıza nasıl hasretle baktığını belki de bu sefer göreceksiniz. Ya da geçen aylarda bahçenize girip, açık kalan musluktan su içen o zayıf köpeği hırsla kovaladığınıza üzüleceksiniz.
     Kısacası sizin dışınızda, bu dünyada yaşamaya çalışan o canların, yarı aç yarı tok, sokaklardaki halleri dikkatinizi çekecek. 
     Paylaşmanın esas olduğu bu özel ayda, bunun sadece kendi cinsiniz arasında olmaması gerektiğini, bir kuşa ekmek kırıntısı vermenin, bir kediye, bir köpeğe taze su dolu bir tas uzatmanın hazzını yaşayacaksınız.
     Kimbilir belki de bu sene Ramazan ayının bitiminde siz de, sizler de aynı biz can savunucuları gibi, dünyanın salt insanlara ait olmadığının, bizim dışımızdaki canların yaşam haklarının da kutsal olduğunun farkına varacaksınız.
     Allah gökten ekmek, su, yemek dağıtmadığına göre diyeceksinizki, bu zavallı canların halleri de çok zormuş gerçekten ve onlar bize Yaradanın emaneti, bizler onlara destek olmazsak onlar yaşayamaz, acı çekerler, ekmeğe, suya hasret kalırlar. Bizler marketlerden aşımızı ekmeğimizi alırız ama ya onlar?” 
     Diyeceksiniz ve gerçek paylaşımın inanılmaz manevi hazzını yaşayacaksınız.  
     Senenin her ayı oruç tutanları anlayacaksınız.
     Bu arada, talep ettik olmadı. Yalvardık, kedi köpek mamalarındaki KDV oranını zorunlu ihtiyaç maddelerdeki gibi % 1’e indirin diye. Siyasilerden tık çıkmadı. Elbette biz can savunucuları da bu sessizliğin sesini, seçim sandığı önümüze geldiğinde anımsayacağız.