Ne olur bunu bana yapma;
Beslenme odağında paraya kıyıp aldığım
Sevdiğiniz marka bolca mama,
En tazesinden dumanı üzerinde
Bol tavuk etli papara,
Daha beş dakika önce sen de dahil
On beş yirminize verdiğim;
Artık insanların et besini olarak tükettiği
Çok da kolay bulunmayan dalak, tavuk ciğeri
Suyunuz deseniz günde iki kere tazelenir serin serin..
Ne olur bunu bana yapma,
Boynunu öyle büküp de
Acılı acılı yetim çocuklar gibi bakma!
Ne kasap dükkanım var
Ne ciğerci marketçi sevgilim..
Gelirim desen eh işte
Yapma bunu bana yapma nolur
Bilirsin dayanamam kıyamam hiç sana
Bir iri lokmayı bırakınca önüne
Diğerleri de tekiri, karası, kınalısı, kocabaşı
Anında yanında..
Aslında senin istediğin de bu ya!
Öne çıkıp ajitasyon yapıp
Tüm ekibini yine yeniden doyurmak işte..
Yapma bunu bana yapma nolur
Boynunu büküp de
Öksüz yetim çocuklar gibi bakma!
     Gerçek can severler, hayvan hakları korumacıları, evlerindeki evcil hayvanlarını aile ferdi olarak görür, kabul ederler. Onları anlatırken, kızım, oğlum derler sıklıkla. Öyledir işte. Onlar ne bir kedi, ne bir köpektir gözümüzde. Ev halkındandır, candır, canandır. Çok da uzun olmayan ömürlerini en iyi nasıl bizlerle birlikte geçirir diye formüller üretiriz. En iyi şekilde beslemeye, hastalıklarını tedavi ettirmeye, öldüklerinde mutlaka toprakla buluşturmaya çabalarız hep. Ancak tüm bunlar vicdanımızla doğru orantılı kalır, yasalar nezdinde bu canların tam olarak korunduğunu söyleyemeyiz ne yazık ki..
     Geçen ay 5 Ocak’ta, İspanya’da çıkarılan bir yasaya göre, evcil hayvanların aile bireyi olarak tanınması sağlanmış. Hayvanlar duyarlı canlı varlıklar olarak kabul görmüş bu yasada. Bu sayede hayvanlar artık terk edilemez, ipotek edilemez, el konulamaz.    
     Almanya, Avusturya, Portekiz, Fransa, İsviçre ise bu yasayı çok önceleri yürürlüğe koymuş. Hayvanlar nesne değil “canlı varlıklar” olarak kabul edilmiş. Bence medeniyetin salt göstergesidir bu yasa. Ülkemizde de hayvan dostlarımızın, yasalar önünde insan cinsiyle eşdeğer görüldüğü günleri hasretle bekliyoruz..