Paranın iki adet işlevi vardır, birisi değiş tokuş aracı olmasıdır, ikincisi değer saklama aracı olmasıdır. Türk lirası bu kadar hızlı değer kaybederek hem mallar karşısında değerini kaybetti hem de değer saklama, değer ölçme işlevini yitirdi.
Türk lirasının ölçme değerinin hesaplanamaması ticarete çok büyük darbe vurmaya başladı. Ara üretimde ithal ham madde ve ithal ara mamül alımı yapmanın maliyeti öngörülemez şekilde artıyor. Bu sebeple üretim içi gerekli malzemeyi almak zorlaşırken, tedarikçiler de zarar etmemek adına satışları durdurmuş durumdalar. Böylelikle firma ithalatçı olsa dahi üretim yapamıyor, döviz artışının ithalatçıya yarayacağı düşünülürken, ithalatçı hammadde alamadığı için ithalat da yapamıyor. 
Dış piyasaya dolarla verilen siparişler sebebi ile, dolar sürekli artığından vadesi gelmeyen ödemeler zararı azaltmak adına ödenmeye çalışılıyorken, iç piyasadan geçmişte Türk Lirası ile alınan siparişler zarar etmemek adına iptal ediliyor. Hal böyle iken stoku olan firmalar bir şekilde üretime devam ederken, bir üretici için iflas yolu görünüyor.
Üretim yapmayan ancak ticaret yapanlar için de durum çok farklı değil. Türk lirası hızla değer kaybederken geçmişte 8 liraya aldığı malı bugün 10 liradan satan tacir, malın yerine yenisini koymak istediğinde 12 liraya satın alabiliyor. Yani satıştan kar değil zarar ediyor. Bu durumda ya zarar etmemek için fahiş fiyata satmak zorunda ya da zarar ederek sermayesini daraltmak zorunda.
Ticaret hayatında maliyetlerin öngörülemezliği, sadece hammadde ve alım-satım yapılan malların değeri ile kısıtlı değil, enerji maliyetlerinin ve taşıma maliyetlerinin dövize endeksli artışı öngörülemezliği arttırıyor. Piyasa bu kadar öngörülmezken vaadeyle iş yapmak, fahiş fiyat veya yüksek kur üzerinden yapılan anlaşmalar haricinde mümkün değil.
Vatandaş maaşını dolarla almıyor ancak, aldığı her şeyin karşılığı dolarla ölçülüyor, mallara sahip zenginler daha da zengin mal sahibi olmayan fakirler daha da fakirleşiyor Son birkaç gündür yaşanılan kur artışının etkisini, ne kadar büyük ölçüde fakirleştiğimizi, ardı ardına gelen zamlar, kapanan işletmelerle, birkaç ay sonra çok daha sert olarak yaşayacağız.