10 yıl önce Vali Kadir Koçdemir tarafından başlatılan kent için çok yararlı bir girişimdi.
'Kravatsızlar toplantısı.'
Kentin milletvekilleri, valisi, kaymakamları, belediye başkanları, Üniversite rektörleri ve oda başkanları kravatlarını çıkarıp aynı masanın çevresine oturuyorlardı.
Resmi değil, bir sohbet havasında kentin sorunları konuşuluyor ve çözüm yolları değerlendiriyordu.
****
Her defasında başka bir kravatsızın ev sahipliği yaptığı toplantılar bir yıl geçmeden Kadir Koçdemir'in merkeze alınması ile sona erdi.
O günden bu güne; Eskişehir'de milletvekilleri, vali, kaymakamlar, belediye başkanları bir araya gelemiyor.
Görüşmüyor ve konuşmuyorlar...
****
Kentin çözüme muhtaç pek çok sorunu var.
Bu sorunların çözümü için, kentin önde gelenlerinin, yetki ve sorumluluk sahibi olanların bir araya gelmesi gerekiyor.
Başta kentin dört ayrı siyasi partiye mensup yedi milletvekili var.
Üç AKP, iki CHP, bir MHP ve bir İYİ parti.
Biz bunların bir araya gelmesinden geçtik.
İktidar partisinin üç milletvekilini bir arada göremiyoruz.
Bırakın bir araya gelmesini aynı fotoğraf karesinde görünmekten  bile kaçınıyorlar.
****
Kravatsız toplantılarını arıyoruz.
Kentin sahipsiz olması canımızı sıkıyor.
Birisi çıkıp tüm egolarını bir kenara bıraksa ve ağabeylik görevini üstlenerek şehrin çıkarlarını savunma adına kentin ileri gelenlerini bir masa çevresinde toplasa kötü mü olur?


***********

BASIN HÜRDÜR... 
 

Basına sansür yasası için geri sayım sürüyor.
Gazeteciler; "Susturma, korkutma, hapsetme yasasına hayır” diyerek seslerini yükseltiyorlar ama; iktidar bu yasayı çıkarma konusunda ısrarcı.
Demokratik toplumlarda bağımsız basın, demokrasinin temel taşlarından birisidir ve özgür ve çoğulcu bir kamuoyunun oluşumu için olmazsa olmazdır.
Demokrasinin tümüyle yerleşmesi için farklı görüşlerin herhangi bir kısıtlama ile karşılaşmadan tartışılması gerekir.
Yazılı ve görsel basının yani medyanın baskı altına alınması insan haklarına dayalı demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırıdır.
Bu tür yasaklar toplumun yönetenlerin icraatlarını denetleme imkanlarını ortadan kaldırır.
****
Anayasa; "Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır." diyor.
Hemen ardından; "Basın hürdür, sansür edilemez." diye ekliyor.
Basın özgürlüğü konusunda uluönderimiz M.Kemal Atatürk'ün de sözleri var.
1923'de “Basın (matbuat) hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz”
1925'de “Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir.”
..Ve 1929'da Eskişehir'deki konuşmasında;  “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır” diyerek basın özgürlüğünün çerçevesini çiziyor.