Ayağımı Eskişehir’e bastığım ilk günlerde İlyas Küçükcan’ı tanıdım. Behçet Karacaören  Devrim Ortaokulu’nun müdürü, İlyas Küçükcan da başyardımcıydı.Daha sonra Talim Terbiye Kurulu adına  “sosyal bilgiler programı” üzenine çalışan Doç. Dr. Ferruh Sanır’la çalışmaya başladı. Ferruh Sanır  Bursa Eğitim Enstitüsü’nden müdürümüzdü. Benim dünyamda gerçek anlamda “rasyonel otorite” olan  saçından tırnağına “öğretmen”  diyebildiğim biriydi. 

İlyas Küçükcan’la  dünya görüşlerimiz  benzeştiği gibi, bireye, topluluklara ve topluma bakış açılarımız da örtüşüyordu. Kesintisiz ilişkimiz, bitmeyen dostluğumuz, pınarları kurumayan paylaşımlarımız bugünlere  dek sürdü. 

Eskişehir’in hafızasına  başta Çifteler Köy Enstitüsü   olmak üzere, değişik araştırmalarla değer katanlardan biridir O.Yorulmadan, dinlenmeden,  yılmadan hayatın içinde hep üreten biri...

Yüz yüze  görüştüğümüzde ya da telefonla ulaştığımızda, manzum anlatım geleneklerini sürdürmüş bir kültürün insanı olan İlyas  Küçükcan sormayı hiç ihmal etmez: “Gülağa  manzum anlatımlarına neden ara veriyor?”

Arşivimi karıştırırken  üzerinde “yayınlandı” notu bulunmayan bir manzum iç dökmeye rastladım. İlyas Küçükcan ve onun gibi  manzum anlatımın kültürü taşıma işlevini bilenmer için  paylaşıyorum:

Sazın da sözün de anlamı yoktur
Özüne insanı koymadıysanız
Ağzınla kuş tutsan değeri yoktur
“İnsan  neresinde?” sormadıysanız

Bilgisiz yürünen hayat yolunda
Müritin çok ise sağın solunda
Uçururlar seni dünya halinde
Aklı gerçek için yormadıysanız

“Hep bana” diyorsa  zihin keserin
Ne işe  yarıyor mülk ile malın
Yük olur sırtına  dünya envalin
Gönüllere tahtlar kurmadıysanız

Bulanmadan akmak olmalı şiar
İnsanlar insana olmalıdır yar
Kötülük kimseye kalmamalı kar
Sessizlikten sağır olmadıysanız

Kötüye direnmek herkesin hakkı
Korku tutsak etmemeli  her aklı
İyilik direnme gücünde saklı
Varlığı korkuya satmadıysanız

Aç gözlü kendine sınır koyamaz
Varlıkla yüzse de  gözü doyamaz
Zihninde boşluk kolay dolamaz
Kendinize ayna tutmadıysanız

İnsansın  sen korkulara  uyanma
Kendine gem vur da duyguya kanma
Bencili yaşarken mutludur sanma
İçteki  dünyaya  dalmadıysanız

Gülağa  kapılma duyguların seline
Bakma insandaki görünüşe diline
Dokun bir bak yürekteki teline
İnsanlık yolundan sapmadıysanız