Ekonomik kriz vatandaşları hızla yoksulluğa ve sefalete sürüklüyor. Borçlarını, faturalarını ödeyemeyenlere her gün bir yenisi ekleniyor. Türkiye genelinde açık icra dosyası sayısı 24 milyonu geçmiş durumda. Yani Türkiye’deki hane sayısından fazla… 
Borçlarını borçla kapatmaya çalışan milyonlarca vatandaş, ihtiyaç kredilerinin vadelerinin azalıp faizlerinin yükselmesiyle beraber, kredi çekerek de ekonomisini çeviremez hale geldi. Hızla kötüleşen ekonomi ve özellikle temel ihtiyaç maddelerindeki fahiş fiyat artışı sebebiyle bir çok vatandaş gelir gider dengesini sağlamakta zorlandığı için borçla yaşamaya çalışıyor. 4 milyon’un üzerinde vatandaşın bankalara ödeyemediği borcu bulunuyor. Sadece bankalara olan kredi kartı ve tüketici kredisi borçları 1 trilyon lirayı aşmış durumda. Öte yandan ihtiyaç kredilerinin faizleri o kadar yüksek ki, borçluların ödemeleri, hele ki icraya düşmüşse katlanarak artıyor.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun 2022 Şubat ayına ilişkin açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırı verileri, Türkiye’deki sefaletin boyutunu da gözler önüne seriyor. Verilere göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı Şubat ayı için 4 bin 552,56 TL. Dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcamasının yanı sıra kira, faturalar gibi tüm aylık harcamalarını kapsayan yoksulluk sınırı ise Şubatta 15 bin 139 TL olarak belirlendi. Rakamlara bakıldığı zaman Türkiye’nin çoğunluğunun borçsuz bir şekilde ihtiyaçlarını karşılaması imkansız. 
Milyonlarca insan sefalet içerisinde kemer sıkarak yaşamını sürdürmeye çalışırken, milyonlarcası da icralık durumda. Bir kişinin icra borçlusu olması demek, evine, aracına haciz konulması, evine haciz memurlarının ve avukatların gelmesi, banka hesaplarına haciz konulması kısacası bütün ekonomik hayatının durması demek.
Bu gidişatı birilerinin acilen durdurması lazım. Günlük politikalarla, ekonomi iyi demekle ekonomi düzelmediği gibi insanların öfkesi ve tahammülsüzlüğü de giderek artıyor.  Mutfaktaki ve ceplerdeki yangın acilen söndürülmezse ve bu duruma bir çözüm bulunmazsa, ilerleyen süreçte hepimizi hem maddi hem manevi daha kötü bir tablonun beklediği aşikâr.