Bir dönem birlikte çalıştığımız Ayhan Aydıner Haberes adında aylık bir dergi çıkarıyor.
Dergi 1,5 yıldır kesintisiz yayınlanıyor.
Bu önemli bir başarı.
Derginin 18. sayısında röportaj yaptığı isimlerden birisi oldum.
Spor, siyaset ve gazetecilik mesleği ile ilgili o sordu, ben yanıtladım.
****
Ayhan Aydıner; tanıtımda şöyle diyor. "Usta Gazeteci Engin Bayrı, Eskişehir basını, Eskişehirspor’un durumu, Kentin yaşadığı sorun ve siyasi inatlaşmalarla ilgili düşüncelerini samimi şekilde Haberes’e anlattı.  Eskişehir’in basında bir marka olduğunu belirten Bayrı; “Gazeteci 'tüccar' değildir. Gazetecinin işi haberdir. Başka işlerle çalışan ve o işlerden para kazananlar gazeteci olarak adlandırılamaz”
Sorulardan birisi de iyi bir gazeteci nasıl olmalı?
Röportajın başlığını buradan çıkarmış.
Gazeteci 'tüccar' değildir.
****
Gazetecinin işi haberdir.
Başka işlerle çalışan ve o işlerden para kazananlar gazeteci olarak adlandırılamaz.
Eskişehir basında bir marka.
Her ne kadar sosyal medya ile birlikte okur sayısı azalsa da, kendisine güvenen belli bir okuyucu kitlesi var.
Eskişehir'deki gazeteler uçlarda değil.
Kentin değerlerine ve toplumun değer yargılarına saygılı bir yayın politikası izliyorlar.
****
Sorulardan birisi de Eskişehirspor bugünü ve yarınıydı,
"Bu güne kadar yapılan yanlışların acılarını en kötü şekilde yaşıyoruz.
Ekonomik olarak çökertilen kulüp, son 3-4 yıldır elindeki futbolcu varlıklarını da kaybetti.
Kulüp FİFA VE TFF'deki dosyalar yüzünden verilen transfer yasakları nedeni ile alt yapıdaki takımlarına dahi futbolcu takviyesi yapamıyor.
Başarıya veya başarısızlığa küme düşmek veya kalmak olarak bakmamak lazım.
Bu uzun soluklu bir süreç.
Alt yapıyı sağlam tutup, kaleleri birer birer geri almak zorundayız.
Sabırlı olmalıyız, küme düştük, bir kez daha düşebiliriz.
Önemli olan düştüğümüz yerden zamanı geldiğinde yeniden ayağa kalkabilmektir.
Yılların sorununu bir yılda çözmek imkansız..."


*******

NEME LAZIM... 

Kanunî Sultan Süleyman  devletin geleceğinden kaygılıdır.
Dönemin ünlü bilginlerinden Yahya Efendi´ye bir mektup göndererek kaygılarını dile getirir.
"Bir devlet hangi halde çöker?" 
Mektubu okuyan Yahya Efendi´nin cevabı çok kısa ve şaşırtıcıdır.
"Neme lazım be Sultanım!"
Sultanın beklediği cevap bu değildir.
****
Sarayından kalkar Yahya Efendi´nin yanına gider.
Yüz yüze cevabının ne anlama geldiğini sorar.
Yahya efendinin bu defaki cevabı o günü ve hatta günümüzü anlatmaktadır.
"Ülkede zulüm yayılırsa, haksızlık sıradan olursa, haksızlığı görenler ´neme lazım´ deyip uzaklaşırsa, bu yolsuzlukları bilenler de bunu söylemeyip susarsa, işte o zaman devletin sonu görünür. Halkın saygısı ve güveni sarsılır. Adalete güven yok olur. 
İşte devlet böyle çöker."
****
Herkes bu ülkenin geleceği için bir şeyler yapmalı.
Hakkı, hukuku ve adaleti sağlamak için elini taşın altına sokmalı.
"Neme lazım!" diyecek zamanı çoktan geçtik.