8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi. İşte bugün ölen kadınların anılması için 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı.
Türkiye de kadın hakları mücadelesinin uzun süredir verildiği bir ülke. Türkiye özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında kadın haklarının hızla geliştiği, gelişmiş ülkeler ile yarışacak bir konumdaydı. Bugün kadın hakları mücadelesi Türkiye’de maalesef uzun süredir ilerleme kaydedeceği yerde, bugüne kadar yapmış olduğu kazanımları korumaya çalışma derdinde. İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten Cumhurbaşkanı kararı ile kaldırılmasının yanında, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Dair Kanun ve nafaka hükümlerinin kaldırılması veya sınırlandırılması tartışılır hale geldi.
Kadına karşı şiddet, kadınların eğitimlerinin önündeki engeller, kadınların fırsat ve ücret eşitsizliği gibi sorunlar artmaya devam ederken, bu mağduriyeti engellemek adına çalışmalar yapılması gerekirken bir gazetede her gün bu düzenlemelerin kaldırılması gerektiği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir terör çeşidi olduğundan bahsediliyor. Türkiye’de cinsiyet eşitliği Türkiye’nin gelişmişliğine ters düşecek oranda geride kalmış durumda.
2021 yılında en az 165 kadın işçi iş cinayetleri sonucunda yaşamını yitirdi, 793 kadına şiddet uyguladı. Yine 2021 yılında 339 kadın öldürüldü.
Geçtiğimiz Salı günü de kadınlar günü için kadınlar meydanlardaydı, İstanbul’da yine sebebi belli olmayan bir müdahale ile karşılaştılar. Çalışan, çalışmasına engel olunan, hakkını savunan, savunamayan, tüm kadınların 8 Mart Kadınlar Günü tekrardan kutlu olsun.