Darbecilere idam cezası verilebilir mi?

Hemen söyleyeyim, sorunun yanıtı elbette ki “Hayır”.

Bilindiği gibi, evrensel hukuka göre, “Cezalar, geriye doğru işlemez” kuralı geçerlidir.

Anayasamızın 38/1. maddesi bu konuyu tartışmaya yer bırakmayacak biçimde tanımlıyor.

Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.”

Genel hükümlerin dışında Anayasanın 15. maddesi de, olağanüstü hal döneminde bile suç ve cezaların geçmişe yürütülemeyeceğini tanımlıyor.

Özetle, Anayasamız hiç bir koşulda askıya alınamayacak bir hak olarak cezanın geriye yürümezliği ilkesini kabul etmiş durumda.

O halde, darbe girişiminin failleri işaret edilerek idam cezası neden yeniden gündeme getiriliyor?

Bir görüşe göre, idam cezasına siyasi bir malzeme olarak bakıldığı söylenebilir.

Diğer yandan, yakın geçmişe bakarsak idam cezasının gündeme gelmesinde iki önemli süreç olduğunu görüyoruz.

Bunlardan ilki, terör olayları ve PKK terör örgütünün başı ile ilgili toplumda yükselen talepti.

Diğeri ise canice işlenen suçlar dolayısıyla kamuoyunda idam cezasının dillendirilmesiydi.

Anımsatayım, Özgecan Aslan’ın vahşice öldürülmesi idam cezası konusunu tartışılır hale getirmişti.

Bu kez 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi nedeniyle idam cezası yeniden gündeme getirilmiş görünüyor.

İdam cezasının tekrar Anayasada ve Türk Ceza Kanunu’nda yer alması, Türkiye’nin uluslararası konumunu yakından etkileyecek bir gelişme.

Hal böyleyken geriye yürümezlik ilkesi ve uluslarası boyutlarına rağmen konunun en üst makamlar tarafından gündemde tutulmasını anlamakta güçlük var.

Bu kapsamda, “İdam cezası, başkanlık için yapılacak olası bir anayasa değişikliği referandumunun destekleyici parçası olarak mı düşünülüyor” sorusu akla geliyor.

Ayrıca, taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ek 6. ve 13. protokolü, bahsedilen Anayasa hükümleri çok net biçimde ortadayken kamuoyunun duygusal beklentisine tercüman olmak yaklaşımı yeterli bir açıklama sayılır mı?

Bu noktada yanlış anlaşılmaları önlemek için belirtmek gerekir ki, her tür darbe girişimi hukuka aykırıdır, demokrasiye karşıdır.

Darbeyi savunmak, akıl dışı bir olaydır.

Darbeyi yapanların doğru tespit edilerek hukuk çerçevesinde en ağır cezaya çarptırılmaları gerekir.

Ancak unutulmamalıdır ki, evrensel hukuktan ve çağdaş dünyadan kopmak anlamına gelen idam cezası, yaşam hakkına son veren bir ceza olduğu için insanlığa karşı bir cezadır.

Çok hassas bir eşikteyiz.

Siyaset mi, hukuk mu hakim olacak?

Bekleyip göreceğiz.

Not: İdam cezası, demokrasi, hukuk tartışmalarına güzel bir örnek oluşturan 1957 yılı yapımı 12 Öfkeli Adam (12 Angry Men) filmini izlemenizi öneririm.