29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 93. yıldönümüne sayılı günler kala Türkiye Cumhuriyetine ve Atatürk’e dönük itibarsızlaştırma çabaları da ne yazık ki hız kazanmış görünüyor.

Bir süredir Lozan üzerinden devam eden tartışmalar bu görüşü destekler nitelikte.

Osmanlının parlak dönemlerinden başlayıp önemli tarihi süreçleri atlayarak Lozan’ı kötüleyen açıklamalar devam ediyor.

En üst makamlardan desteklenen yeni bir tarih yazımı ile karşı karşıyayız.

Yapılan son değerlendirmelerle ilgili tarihçiler gereken yanıtı elbette verecektir.

Vasat bir tarih bilgisiyle bile kavranan gerçeklerin saptırılmaya çalışılması gerçekten de çok üzücü.

Osmanlının imzaladığı Sevr’den hiç bahsetmeyerek Lozan’a gelen, Lozan antlaşmasını küçümseyen anlayışa karşı bazı soruları sormak gerekli.

Lozan’a hangi siyasi koşullarda gelindi?

Osmanlının bitişini simgeleyen Sevr haritası gözlerden neden kaçırılıyor?

Emperyalist güçlerin ülkeden temizlenmesi sürecinde Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa gibi kahramanlık ünvanlarını almaya hak kazanan halk direnişleri neden unutturuluyor?

Bugünkü misaki milli sınırlarını eleştiren anlayış, Sevr’deki işgal haritasını ve Lozan sürecindeki diplomatik mücadeleyi neden küçümsüyor?

Osmanlı tarihine sığınırken Osmanlının yıkılış sürecini hiç gündeme getirmeyenlerin amacı elbette ki Mustafa Kemal Atatürk’ü itibarsızlaştırmak ve devamında Cumhuriyetle hesaplaşmak.

Cumhuriyetle hesaplaşma çabası ne yazık ki 93 yıldır bitmedi.

Malum karanlık güçler, çağdaş, laik, sosyal hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bir türlü içlerine sindiremediler.

Bu yolda toplumun tüm kesimlerine tarihi yanlış öğretme yönünde algı değişikliği yaratmaya çalışıyorlar.

Diğer yandan, kendilerini sözüm ona “evrenselci” diye tanımlayıp Atatürk’e ve Cumhuriyete saldıran başka odaklar da var.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene” demekten nefret eden,

İstiklal Marşında ayağa kalkmayan,

Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganından rahatsız olan çevreler de aynı derecede Cumhuriyete zarar veriyor.

Onlar için Atatürk ve Kemalizm önemli değil.

Ayrıca Kemalizm diye bir iedolojinin benimsenmesi de modası geçmiş bir konu.

Tarih, kendi gerçekliği ile yaşanır ve kayda geçer.

Tarihi yeniden yazmak isteyenlere ise önce vicdan sahibi olmayı önermek gerekir.

Not: Geçen haftaki yazımda, Han ilçesindeki Atatürk büstüne yapılan saldırı ile ilgili Eskişehir’deki sivil toplum kuruluşlarının konunun takipçisi olacağını yazmıştım. Başta ADD, ÇYDD, Eğitim İş gibi kuruluşlar olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle14 Ekim 2016 Cuma günü olayın failleri hakkında suç duyurusunda bulunduk. Sonucu, bekleyip göreceğiz.