Doğan Kuban hocayı da yitirdik. Cumhuriyetin yetiştirdiği son bilgelerden biriydi, o da beyaz atına atlayıp gitti. Gittikçe eksiliyoruz, yerleri dolar mı bilemem. HBT Dergiden kim bilir kaç yazısını kesip saklamışımdır. 95 yıllık ömrü boyunca toplum bilincini, felsefeyi, doğa ve yurt sevgisini gelecek kuşaklara aktarmak ve de cehaletin en büyük Cumhuriyet düşmanı olduğunu göstermek için çırpınıp durdu. Uygarlık yolunda yaya kalışımızı, Ortadoğu bataklığından çıkamayışımızı hep cehalete bağladı. Bu durumu bir hastalığa benzetir, ilacının ise Cumhuriyet devrimleri olduğunu söylerdi. “İslam toplumlarının cehaleti, hastalığı davet ediyor. Çünkü bu ülkeler, fakir, cahil, kargaşa içinde despot devletler olarak geçmişin elbiselerini taşıyorlar. Bunlara Türkiye de katıldı. İslam dünyasında ilk ve çağdaş demokrasi ve halk cumhuriyeti yaratmış bir ülkenin kurucu kuşağından biri olarak söylüyorum ki; gençlere çok iş düşüyor” diyordu. “Dünyayı öğrenmeye her şeyi sorgulamaktan başlamak ve Osmanlı’nın akıl almaz meraksızlığını aşmak zorundayız” diye de ekliyordu. Esas mesleği mimarlık olmasına karşın aslında o cehalete savaş açmış bir öğretmendi. Ve güneşli güzel günlerin ancak bu savaş kazanıldığında gelebileceğini herkesten iyi biliyordu…
Geçmişte okuma yazma bilmeyene cahil denirdi, şimdi işler çok değişti. Nice diplomalı cahillerimiz var. Belirli disiplinlerin kendi içlerinde uzmanlık alanlarına bölündüğü, bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu ama bilginin müthiş çoğaldığı günlerde ne kadar öğrenirsek o kadar eksik olduğumuzu anlayıp yüzümüzün kızardığı günlerden geçiyoruz. Değil okuma yazmak bilmek, birkaç diploma bile cahilliğimizle bizi baş başa bırakabiliyor. Cehaleti yenmek için merak ve şüphe etmek, bilinç geliştirmek ve farkında olmak gerekiyor, sadece okumak yetmiyor. Bundan bir milyon yıl önceki atalarımızdan Homo Erectus durgun suda gördüğü kendi görüntüsünü tanıyıp öz farkındalığını yaratarak ilk bilinç gösterisi ile insanlığa adımını atmıştı. Buna bir milyon yıldır çeşitli bilinç mertebeleri de ekleyerek geldiğimiz bugünkü nokta da henüz cehaletle iç içe yaşamamızı engelleyecek bir düzeye gelememişsek suçu kim de arayacağız acaba?..