Çağımızın hastalığı herkesin kendisini en değerli varlık olarak görmesi. Üstün olma duygusuyla çepeçevre herkes. Kusursuz olduğuna inananların sayısı da epeyce fazla. Sosyal medya da girince devreye ego bastırılamaz hale geliyor tabi. 
Bu ego kavramı nedir? Kişinin bu dünyayla uyum içinde yaşamasını sağlayan zihinsel işlevler bütünüdür. Kişinin iç dünyasında süregelen haz arayışı ve dış dünyada hakim olan gerçekler arasında dengeyi kuran bir araçtır. Ego’nun kendi içinde katmanları vardır; id ve süper ego! İd’i insan kişiliğinin şımarık çocuğuna benzetebiliriz. En olmadık zamanlarda en olmadık şeyleri ve sabırsızca bir an önce gerçekleşmesini ister. İsteğinin ertelenmesine ise öfkeyle tepki verir.
Ego, son zamanlarda sosyal medya sayesinde daha da ilgi çeken bir konu oldu. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarda herkes çok mutlu. Gerçek yaşantılarına baktığımızda ise öyle değil gibi. Öz çekimlerde (selfie) ise kusursuz görünme yarışı var. İlginç olan eylem söylem birliği olmayan davranışlarda bulunanların, büyük büyük özlü sözler yazması! 
Aslında insan yaradılışından bu yana hep böyleydi de artık egoları gözümüze batmaya başladı.Statünün, kusursuz bir görüntünün, zenginliğin, başarının; yani bir şekilde elde edilecek hayranlığın mutlu olmak için yeter de artar olduğuna dair yanlış bir bilinç oluştu.
Uzmanlara göre; kendisiyle barışık insanlar çevrelerine yarar sağlar. Ama narsisistik kişilik bozukluğu olanlar; başkalarını önemsememeyi, kendi isteklerini her şeyin üzerinde görmeyi, hatalarını kabul etmemeyi benimsemişlerdir. Bu da çevrelerindeki kişiler için yaşamı zorlaştırmakta, hatta çekilmez kılabilmektedir.
Bu tür kişilik bozukluğu olanlar iş ve sosyal hayatta, her yerde karşımıza çıkabiliyor maalesef. Kendi söylem ve davranışlarımızda bu kişilere karşı dikkatli olsak bile; zamanla çatışmaya dönen ilişikliler, karşı tarafın ya kurban rolüne bürünmesine ve ya da direnç gösterip ilişkilerin sona ermesine sebep olmaktadır. Egosu yüksek kişiler ile iletişim kurmak gerçekten zor. Egosu yüksek dediğimiz kişilerin aslında büyük korkulara sahip olduğu tespit edilmiş. Alay edilme, kabul görmeme, beğenilmeme gibi…
Sağlıklı bir ego için ise, kıyaslamalardan, kıskançlıktan uzak durmak ve negatif olaylardan etkilenmemeye yoğunlaşmak yeterli oluyor. 
Her zaman çevremdekilere şunu derim; Herkes lütfen birine bir şey demeden önce haddime mi diye düşünsün. Hiç birimiz birbirimizden bu derece üstün değiliz sonuçta.
“Hala anlayamadınız değil mi?
Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan kalp kırmamak. Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız.”
Albert EINSTEIN