İzmir depremi yine geçmişte olduğu gibi benzer ihmaller sonucunda ortaya çıkan can kayıplarıyla hepimizi derinden üzdü.
Diğer yandan böylesine can yakıcı bir felaket yaşanırken iktidarın daha önceki dönemlerde gündeme getirip kamuoyu basksıyla geri çektiği milyonlarca çalışanın kıdem tazminatını kesintiye uğratan yasa tasarısının görüşmeleri devam ediyor.
Pandeminin yarattığı sorunları, ekonominin içinde bulunduğu zor durumu ise zaten anımsatmaya bile gerek yok. 
Tüm bu sorunlarla uğraşırken ülkemizin ortak değeri olan Atatürk’e karşı yapılan uygulamaların da sonu gelmiyor.
TBMM Plan Bütçe Komisyonundaki bir açıklamadan öğrendik ki, Atatürk’ün vasiyetnamesine göre İş Bankasının sermaye hisselerinin Atatürk’e ait 28.09’una ilişkin kar gelirlerinin yarısı TTK (Türk Tarih Kurumu) ve TDK (Türk Dil Kurumu)na ödenmesi gerektiği halde bu para hazineye aktarılmış.
Atatürk’ün mirasından elde edilen 3.5 milyarlık gelir belirtilen kurumlara değil hazineye verilmiş. 
Bu konuda soru sorulan Bakan uygulamayı doğrulayarak bu aktarım “gelirlere el koyma” olarak yorumlanamaz demiş.
Sormak gerekli.
El koyma değil de nedir?
Atatürk’ün vasiyetinde “Temettü gelirleri TTK ve TDK’ya tahsis edilir. O paralar kurumun bünyesinde kullanılır” diyor.
Ayrıca bu uygulama Anayasamızın 134. Maddesine de aykırılık oluşturuyor.
134. Maddede ”TDK ve TTK için Atatürk’ün vasiyetnamesinde belirtilen mali menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir” ifadesi yer alıyor.
Yapılan uygulama çok net bir şekilde Atatürk’ün vasiyetine ve anayasamıza aykırılık oluşturuyor.

Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu üzerinden yürütülen tartışmalar ne yazık ki bir süredir gündemden düşmüyor.
Anımsatalım, Türk Tarih Kurumu’nun başına Atatürk ve milli mücadele düşmanı bir kişiyi öven Başkan atanmıştı.
Üzülerek ifade etmek gerekir ki, Atatürk’ün kendi vasiyetinde yer verdiği iki değerli kurum itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

10 Kasım’da büyük önder Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 82. Yıldönümü nedeniyle Anıtkabir’de resmi törenler yapılacak.
Atatürk’ün vasiyetini yok sayanlar “Atatürk’ün huzurunda bulunduklarında yaptıklarından dolayı hiç huzursuz olmayacaklar mı” gerçekten de merak ediyorum. 
Bizim kültürümüzde ve geleneklerimizde vasiyete saygı esastır ve yasal olarak da vasiyete bağlı haklar korunur.
Ancak Anayasa başta olmak üzere tüm kurallar ve değerler çiğnenmeye devam edilerek Atatürk’le ilgili itibarsızlaştırma çabaları sürdürülüyor.

Yazık çok yazık.
Bu  yıl 10 Kasım’daki üzüntümüz daha da derin…