Moda oldunuz,
Üretildiniz satıldınız,
Gücünüz keşfedildi dövüştürüldünüz..
Yenilenlerinizi öldürdüler, neden diye..
Bazılarınız şanslıydınız sevildiniz..
Çünkü yumuşacık sevgi vefa doluydunuz
Bunu bilenler oldu..
El bebek gül bebek bakılıp kollandınız.
Sonra yasaklı oldunuz; artık üretiminiz, satışınız, olmayacak denildi!
Yıllar geçti yasağın üzerinden ama hep üretilip satılıp dövüştürüldünüz..
Ucunda rant vardı çünkü.
Yasaklı kelimesi yetmedi “TEHLİKELİ” ırka dahil edildiniz..
     Ve sonunda nasıl oldu, neden oldu, açıklanmayan bir kötü, üzücü, iç yakan olay yaşandı Gaziantep’te. Güzeller güzeli minik kız Asiye, çok zaman oynadığı, kucağında yattığı bir pitbull cinsi köpek tarafından saldırıya uğradı. Elbette hepimiz, vicdanı olan herkes çok üzüldü olaya. Neyse ki çok uzun sürmeyen bir tedavi sonucunda sağlıkla evine döndü.. 
     Sonunda, yıllardır uygulanmayan bir yasa yeniden kararname olarak gündeme geldi. Yasaklı ırk köpeklere sahip olanlar, kısırlaştırma yaptırıp, çip takıp kayıt yaptırmak zorunda dendi bu kararnamede. Bir de süre verildi 14 Aralık diye.
     Bu şartları taşımayanlar yakalanıp belediyelerin barınaklarına alındı, ellerinde kararname hükümlerine uymadan köpek bulunduranlara ise ciddi para cezası getirildi.
     Hal böyle olunca bu cinsten köpekleri olanlarda doğal olarak bir telaş, bir kaos, bir kaygı. Canlarını gerçekten seven fakat imkansızlıklar nedeniyle kısırlaştırma yapamayanlara bazı merhametli eller uzandı. Ücretsiz kısırlaştırma yaptı güzel yürekli veteriner hekimlerimiz; yeter ki geriye, sıcak yuvalarına dönsünler, ömür boyu hapislik yaşamasınlar, çoğunluğu ölüm kampı olan barınaklarda diye.
     Ama ne yazık ki bu güzel çabalar çok kısır kaldı. Ormanlara, yol kenarlarına, kırsal alanlara terk edilen sayısız, adı yasaklıya, tehlikeliye çıkmış köpek ihbarları geldi can savunuculara. Böyle bir olayı dört gözle bekleyen can düşmanları ise ihbarlarını anında, geciktirmeden yaptı belediyelere.
     Tescilli can düşmanı belediyeler ise fırsat bildi tüm bu karmaşayı; sadece yasaklı ırkları değil, etraflarında ne kadar sahipsiz, masum can varsa toplayıp, olmayan barınaklarına(!), kısacası ölüme attılar yüzlercesini.
     Şimdi biliyoruz ki, pek çok geçici rehabilite merkezinde(5199 sayılı yasa böyle tanımlıyor) ölümü bekleyen sayısız yasaklı ırk köpek var. Ve çok da eminiz ki bu canlara bu merkezler 10 yıl, 15 yıl gibi sürelerde bakmayacak. Peki ne yapacaklar? Geçtiğimiz günlerde Erzincan Belediyesi Barınağı’ndaki gibi onlarcasını uyutup çöplüğe atacaklar. Çözüme gelince: Bu yasa maddesine, barınaklardaki bu canlara sahiplenme izni eklenmeli. Lamı cimi yok! Aksi halde buna sebep olup da vebal alanların yükünün ağırlığı, kesinlikle taşıyamayacakları kadar büyük olacak!