Rize'de aç kalan ayılar köye indi, 42 kovana zarar verdi. Rize'nin Çayeli ilçesinde köye inen iki ayı, 42 arı kovanına zarar verirken, bal üreticileri bu duruma isyan etti.
     Haber böyle geçti Tv. kanallarında, yazılı basında. Kovanları zarar gören Ahmet Salih, ayıların kendisini yaklaşık 30 Bin TL zarara uğrattığını ve yıllardır verdiği emeklerin heba olduğunu ifade etti. Salih, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü'nden konu ile ilgili önlem alınmasını istedi. Ahmet Salih, yaptığı açıklamada, "Hemşin'de başıma yine benzer bir olay gelmişti. Ama orası orman, Kaçkar Dağı'nın etekleri, orada helali hoş olsun ama burada ben gırtlağından çıkartıp alacağım onu” demiş.
     Ahmet Salih’in, artık o düşman bellediği ayıların boğazındaki balı onların gırtlağından nasıl söküp çıkaracaksa(!) bu çok ta belli değil ama hıncının derecesi açık. 
     Hemen her yıl, özellikle de kış aylarında, yaban canlarının zorlu hava şartlarında açlık çektikleri, zaman zaman yerleşkelere, merkezlere kadar karınlarını doyurmak için indikleri yazılır, çizilir, görüntülenir. 
     Bu yaban canlarının içinde ayılar da vardır bazen: çoluk çocuklarıyla, büyüklü, küçüklü, çöp konteynerlerinde yemek arar garipler. Genelde bölge halkı isyan eder, bal üreticileri, kovanlarına zarar verildiği için aynı Ahmet Salih gibi o canların boğazlarındaki son kırıntı balları söküp alacakları tehdidini savurur.
     Boz ayılar Türkiye'nin taraf olduğu iki uluslararası anlaşmaya göre de, kesin olarak korunması gereken türler arasında yer alıyor. Bern Sözleşmesi Ek II listesi içerisinde, yani “kesin koruma altında olan fauna türleri” arasında “Ayıgiller” sınıfındadırlar..
     Hal böyle olunca, ayıların yaşam alanlarını işgal eden yöre halkıyla, vatanlarında, yine insan kaynaklı sebeplerden ötürü aç kalan ayılar arasında sürekli bir sürtüşme, yer kavgası, yaşam savaşı devam edegelir.
     Benim en çok takıldığım kısımsa; bal üreticisi Ahmet Salih’in şu sözleri oldu: “Ayılara bir önlem almak lazım. Biz Milli Parklar Müdürlüğünü arıyoruz, diyoruz ki buna bir önlem alın! Milli Parklar'dan arkadaş, 'Ayının yaşam hakkı var' diyor. Benim arının yaşam hakkı yok mu? Benim 30 bin liralık arımı yemiş. Kim verecek bunun karşılığını? Sonra, arı faydalı bir şey, ayı faydalı bir şey değil" demesi.
     Lafın özü, insan cinsi, kendisine yararlı gördüğü, sömürmeye-etinden, sütünden, emeğinden- uygun bulduğu canlılara yaşama hakkı tanımakta, diğerlerini ise zararlı sınıfına sokmakta hiç utanıp sıkılmadan.
     Olmaz, olmadı beyefendi; dünya yalnız sizin bizim değil o ayıların da ekolojik sistem içinde senin ne yazık ki anlayamayacağın bir denge unsuru olma adına görevleri var! Onlar, insanoğlundan milyonlarca yıl önce  yaşadıkları alanda yaşamlarını sürdürecekler, ayısı da arısı da. Biraz ötede kur kovanlarını yeter!