Benim Tanrım sizinkine benzemez
Bağışlayıcıdır, çoklukla sever beni
Arada yaptığım yaramazlıkları görmezden bile gelir
İkide bir de bana bir yerlerden tehdit edici parmağını sallamaz 
Sıklıkla gülümser merhametle şefkatle bakar gözlerimin içine
Bilir yüreğimin en derinlerinde yatanları
İnanır samimiyetime.
Canımın yanışına haksızlıklara isyanıma üzülür
Bir karıncayı incitmeyim diye yol değiştirdiğimde
Ölen boynu bükük kedi yavrusuna yas tuttuğumda
Kesilen zeytin ağaçlarının iniltisine ağıt yaktığımda
Toprağın nemini okşayıp mutlu olduğumda
Çiçeğe durmuş bahar ağaçlarını kucakladığımda
Benimle birlikte üzülür benimle birlikte sevinir kıvanır.
Ben ne yapsam ne etsem
Hep yanımda hep içimdedir
Her parçamda her duygumda benledir
Benim Tanrım benden bir parça
Ben ondan bir parçayımdır.
Bütünleşiriz hep onunla
Onun yarattıklarıyla.
O nedenle dünyada her acı çekenle acı çeker 
Her sevinenle seviniriz birlikte..

     Dile kolay, 20 yıla yaklaşan bir süredir bu köşede yazıyorum; anlatmaya çabaladıklarımı kaç kişi okudu, kaç kişiyi etkiledi bilemem. Bazen tam umutsuzluğa düşerken bir okurum yazar, bir telefon gelir, sıcak sesiyle güzellikler paylaşır benimle. İçimde yine yeniden filizlenir umutlar, ‘olacak bu sefer, başaracağız’ derim kendi kendime.
     Ama hepsinden fazla el verebildiğim, hayata tutunmasında ciddi desteğim olan canlar, mücadeleme devam etmemde güç verirler bana.  Sıklıkla da yaşamışımdır; yolda belde yürürken bir naif ses keser önümü, ‘siz o değil misiniz’ diye adımı söyler. ‘Evet’ derim, ‘ben oyum’. Minnetle bakar gözlerime, ‘sizin desteğinizle hayatını kurtardığım kedim şimdi tam şu yaşta, birlikte çok mutluyuz’ der. Ya da, ‘mahallemizde karda kışta kalan yavru köpeklere kulübe gönderilmesine destek olmuştunuz, sizi hiç unutmadım’ der bir başkası. 
Hele de sıcak yuvalara gitmelere aracılık ettiğim, belki de yüzlerce kedi, köpek videolarını, fotolarını yollarlar bana arada. Öyle çok sevinirim ki. Uçarım adeta göklerde. 
     Kendimi anlatmayı çok sevmem, enderdir bu tarz yazılarım, zaten beni bilen bilir. İşte bu yazı da o enderlerden birisi oldu. Çünkü bu zamana kadar hiç yaşamadığım bir çaresizlik yaşıyorum, doluyum açıkçası; bir imdat çağrısına koştuğum, yıkılan pazaryerinden molozların içinden çekip alıp kurtardığım bir anne kediyle üç yavrusuna uzunca bir süredir yuva bulamadım. Bu nedenle de bu makaleyi kaleme aldım, umarım sizleri sıkmamışımdır. Yazarlar, arada böyle okurlarıyla dertleşirmiş, bu da onlardan birisi olsun müsaadenizle…