Geçmişten bu yana kadınlar siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda eşitliğe kavuşmanın mücadelesini büyük bir azimle, kararlılıkla ve zorluklar karşısında direnerek göstermişlerdir. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için, hakkının karşılığını alabilmek için, hayatta dimdik durabilmek için, iş dünyasında yer edinebilmek için ve bunun gibi birçok zorluğu aşabilmek için. 
Buna en iyi örnek 8 Mart 1857 ‘de gerçekleşmiştir.
ABD'nin New York kentinde bir dokuma fabrikası... Çok ağır çalışma koşulları, çok uzun iş günleri ve buna karşın çok düşük ücretler. Koşulların her geçen gün daha da dayanılmaz hale gelmesi, kadın işçilerin artık tahammül sınırını zorlamaya başladı.
Greve çıkma kararı alan kadınlar, taleplerini de açıkladılar:
 “Daha iyi koşullarda çalışmak, 10 saatlik iş günü, eşit işe, eşit ücret” 
40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları talebiyle greve başladı. Bu sırada çıkan olaylar sırasında fabrika içinde şüpheli bir yangın başladı. 129 kadın, yangında hayatını kaybetti... 
İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, bu olayın ardından 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını öneri olarak sundu ve öneri oy çoğunluğuyla kabul edildi. Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 19 Mart 1911’de kutlandı.
Bu kadar zor mu hak edileni almak. İnsanca hayatlarını idame edebilmek için farklılıklarımıza rağmen eşit işe eşit ücret istemek! 
Hem iş dünyasında hem siyasette kadınların bir yerlere gelmek için verdiği mücadele oldukça zor ve engellerle dolu. Kadınlar her daim mücadele etmek zorunda. Bir de başarılı bir kadın hem bu zorluklarla mücadele ederken bir yandan da başarılarını kıskanan hem cinsleri ile baş etmek durumunda kalabiliyor. Tüm bu zorluklarla mücadele edebilmek için birlik ve beraberliğe önem vermek zorundalar. Bu bilinçle kurulan ve faaliyet gösteren başarılı kadın dernek ve toplulukları var. Bu tür kuruluşlara herkesin destek vermesi gerektiğine inanıyorum.
Ve inanıyorum ki kadınlar gün geçtikçe daha fazla söz sahibi olacak ve bu son günlerde yaşadığımız üzücü olayların yaşanmayacağını düşünmekteyim.
Bir kadın olmak her zorluğa rağmen güzel…
Yaradılıştan güzeldir, zarif ve narindir, sevgi doludur, aşkın kendisidir. Sabrın ve gücün beden bulmuş halidir. Oysa dışarıdan bakıldığında kas gücü olarak son derece güçsüz ve zayıf görünebilmektedir. Ama kadınlarda hayata karşı dimdik durabilme gücü, yüreğine koca bir dünyayı sığdırabilecek bir sevgi var. Sevdikleri için her türlü fedakârlığı göze alan ve yaşamın her zorluğu ile savaşan mücadeleci kahramanlardır. 
" Yaşamın ta kendisidir kadın! Onlardan olduğumuz, doğduğumuz andan ölümümüze kadar yaşamımızın her anında varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, tüm zorluklara rağmen hayatta dimdik durmaya çalışan, çalışkan, başarılı, emekçi, azimli, güçlü, sabırlı, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren fedakâr, sevgi dolu tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor,  Saygıdeğer Türk ve Dünya kadınlarına sağlık ve mutluluk dolu bir gelecek diliyorum…"